8. Hukuk Dairesi 2013/12246 E. , 2014/6277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2013
NUMARASI : 2010/61-2013/98
L.. Ş.. ve müşterekleri ile E.. Ç.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Lüleburgaz 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 15.02.2013 gün ve 61/98 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, , ve sayılı parsellerin uzun süreden beri muris H.. Ş.. tarafından ekilip biçildiğini ve kullanıldığını, murisin 10.02.2007 tarihinde ölümü ile taşınmazların 6/8 payını mirasçılarına kaldığını, kendi aralarında yaptıklarını rızai taksim sonucu sayılı parselin H.. Ş.. ve M.. Ş.., sayılı parselin G..,Ü.. Ş.. ve B.. Ç.., sayılı parselin ise B.. Ş.. adına tespit ve tescil edildiklerini, taşınmazlarda 1/7’şer pay sahibi bulunan İ.. adına tespit ve tescilinin yapıldığını, tapuda kayıt maliki olduğunu, İ..’in gerek muris ve gerekse mirasçıları tarafından defalarca arandığını, ancak kaydına rastlanılmadığını, tapu kaydında maliki kim olduğu açık olarak anlaşılamadığını, İ..’in payının da her üç parseldeki vekil edenlerinin murisine ait paylarla birlikte aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla yıllarca kullanıldığını, bu güne kadar da tapuda kayıtlı olan kişinin ortaya çıkmadığını açıklayarak dava konusu taşınmazların 1/7’şer payının davalı İ.. adına olan tapu kaydının iptali ile kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Kayıt maliki ve davalı İ.. Ç.. mirasçılarından dahili dava dilekçesi tebliğ edilmiş, 24.03.2011 tarihli yargılama oturumunda mirasçılardan E.. Ç.., N.. Ç.. (G..) ve S.. Ç.. "anlaşabilirsek olur" şeklinde beyanda bulunmuşlar ve beyanları okunup imzaları alınmıştır. Diğer dahili davalı mirasçılara dahili dava dilekçesinin tebliğ edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece, “…taşınmazların Eski Cuma göçmenlerinden E.. oğlu İ.., karısı A.., kızı F.., oğulları S.., İ.., A..ve torunu G..’e, seviyyen kayıtlı iken 6 payının 1945 tarihli kayıt ile H.. Ş.. adına kaydının yapıldığı, bilahare adı geçenin ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar adına tespit ve tescilin yapıldığı, İ.. Ç.. olarak tespit edilen bu kişinin 1970 yılında öldüğü anlaşıldığı, gerek 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-c, gerekse 4721 sayılı TMK’nun 713/2. maddelerinde kayıt malikinin ölümünden itibaren fasılasız ve davasız olarak taşınmazın tamamının veya bir bölümünün yahut payın 20 yıl süre ile malik sıfatıyla zilyet edilmesi halinde tapu kaydının hukuki kıymetini kaybedeceği öngörüldüğü, Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararı ile TMK’nun 713/2.fıkrasında yer alan 20 yıl önce ölmüş ibaresinin iptal edildiğini, bu kararın 23.07.2011 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, davacıların kazanılmış hakkının söz konusu olduğu… gerekçesiyle davanın kabulüne…” karar verilmesi üzerine hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nun 713/2.fıkrasında yer alan maliki tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 2.fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, “Uyuşmazlığın TMK’nun 713/2.maddesinde düzenlenen maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan sebebine dayalı tescil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinden kaynaklandığı…” şeklinde davayı nitelendirmesine karşın aynı maddenin aynı fıkrasında yer alan ölüm hukuki sebebine dayalı olarak iptal ve tescile karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, aynı zamanda HMK’nun 26.maddesine de aykırı düşmektedir. Hakim istekle bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez. Ancak daha azına hükmedebilir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde maliki kim olduğu hukuki sebebine dayanarak eldeki davayı açmış ise de, dava konusu sayılı parsele revizyon gören 09.07.1966 tarih 42, 05.02.1945 tarih 18; sayılı parsele uygulanan 09.07.1966 tarih 41, 05.02.1945 tarih ve parsel sayılı taşınmaza kadastro sırasında revizyon gören 09.07.1966 tarih 40 ve 05.02.1945 tarih 22 sıra sayılı tapu kayıtlarının incelenmesinde kayıt maliki İ.. oğlu İ.. Ç..’in bilinen kişi olduğu, söz konusu taşınmazların 2510 sayılı İskan Kanunu hükümleri gereğince tapularının oluşturulduğu, yine İ.. Ç..’e ait Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesi"nden alınan 14.01.2011 tarih ve 2011/31 Esas, 2011/38 Karar sayılı veraset belgesiyle İbrahim’in dahili davalılar durumunda bulunan mirasçılarının bulunduğu saptanmış olup, belirlenen bu olgular karşısında İ..’in tapu kütüğünde maliki kim olduğu anlaşılamayan kişi olmadığı tüm dosya kapsamıyla sabit bulunmaktadır.
Şu halde Mahkemece, bu hukuki sebebe dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava dilekçesinde ileri sürülmeyen yargılamanın herhangi bir aşamasında ıslah dahi yapılmayan kısaca dosya kapsamıyla örtüşmeyen TMK’nun 713/2.fıkrasında yer alan ölüm hukuki sebebine dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi az önce açıklanan taleple bağlılık ilkesine aykırı düşer. Bu aynı zamanda mahkemenin gerekçesinde yaptığı ve yukarıya alıntısı yapılan nitelendirmeye de uygun düşmemektedir.
Davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 259,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.