12. Ceza Dairesi 2015/370 E. , 2016/5416 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ... I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile tescilli Tarihi Yarımada Kentsel ve Arkeolojik Sit Alanı içerisinde kalan, ... IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 11/11/2009 tarih ve 3362 sayılı kararı ile teklif edilen mimari projesi onaylanan, sanık ..."nin mimari proje müellifi, sanık ..."nin suç tarihinde maliki oldukları taşınmazda, ... Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü uzmanları tarafından temel kazısı çalışmaları başlatılmak üzere kazı mahalline gidildiğinde, temel kazısının tamamlanmış, giriş katın tabya beton çalışmalarının devam etmekte olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda, görevli arkeoloğun hafriyat sırasında gözlemci olarak bulunmamasının, herhangi bir kültür varlığının ortaya çıkıp çıkmadığının, ortaya çıkmış ise zarar görüp görmediğinin veya zayi olup olmadığının tespitini olanaksız kıldığının belirtildiği, sanık ..."nin, taşınmazda moloz kaldırıldığı sırada Arkeoloji Müzesi yetkililerinin bulunması zorunluluğunun bulunmadığını beyan ettiği, bu itibarla, suça konu temel kazısının ilgili müze uzmanları denetiminde yapılmadığının sabit olduğu, sanık ..."nin savunmasında ise, inşaatın diğer sanığın sorumluluğunda yapıldığını beyan ettiği anlaşılmakla, inşaatın yapımı konusunda sanıklar arasında sözleşme imzalanıp imzalanmadığı araştırılarak, sözleşme yapıldığının tespiti halinde, temel kazısının yapımına ilişkin sözleşmede taraflara yüklenen bir sorumluluğun bulunup bulunmadığı belirlenip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.