Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6470
Karar No: 2020/8334
Karar Tarihi: 17.12.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/6470 Esas 2020/8334 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/6470 E.  ,  2020/8334 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR
    Davacılar vekili; dava konusu muris Mehmet İşcan’a ait 166 ada 19, 20 parseller, 167 ada 15, 16, 22, 26 parseller, 168 ada 3, 18, 19 parseller, 150 ada 70, 71, 72, 73, 74, 79, 84, 85, 93, 95, 96, 97 parsellerin taraflar arasında iştirak ve müşterek mülkiyet şeklinde olduğunu, davalılarca davacıların rızası dışında kullanıldığını, ekim yaptıklarını ve 5 yıldır ödeme yapmadıklarını, bu nedenle davalılara 29.03.2013 tarihinde noterden ihtar çekildiğini, sonuç alınamadığından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2008 yılı için 2100 TL, 2009 yılı için 2400 TL, 2010 yılı için 2800 TL, 2011 yılı için 3100 TL, 2012 yılı için 3400 TL olmak üzere davacıların hissesine düşen toplam 13800 TL ecrimisilin her yıl için tahakkuk eden dönemden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 150 ada 70, 71, 72, 73, 74, 79, 85, 96, 97 parsel sayılı taşınmazlar için toplam 3.705,61 TL ecrimisil bedelinin davalılar ... ve ..."dan dava tarihi 21.05.2013 tarihinden itibaren geriye dönük olarak 5 yıllık dönem için her yıl tahakkuk eden dönemin kendi dönemin yasal faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken alınarak davacılara verilmesine, 150 ada 84, 93, 95 parseller için toplam 1.949,97 TL ecrimisil bedelinin davalılar ..., ... ve ..."dan dava tarihi 21.05.2013 tarihinden itibaren geriye dönük olarak 5 yıllık dönem için her yıl tahakkuk eden dönemin kendi dönemin yasal faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken alınarak davacılara verilmesine, 167 ada 15, 16 parseller için toplam 296,45 TL"nin davalı ..."dan dava tarihi 21.05.2013 tarihinden itibaren geriye dönük olarak 5 yıllık dönem için her yıl tahakkuk eden dönemin kendi dönemin yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; T.C. Anayasası"nın 141/3. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır.
    Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, infaz edilebilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Az yukarıda vurgulanan hususlar, Hukuk Genel Kurulu"nun 19.06.1991 tarihli ve Esas:323, Karar:391; 10.9.1991 tarihli ve Esas:281, Karar:415; 25.9.1991 tarihli ve Esas:355, Karar:440; 19.04.2006 tarihli ve Esas:2006/4-142, Karar:229; 05.12.2007 tarihli ve Esas:2007/3-981, Karar:936; 23.01.2008 tarihli ve Esas:2008/14-29, Karar:4; 19.03.2008 tarihli ve Esas:2008/15-278, Karar:254; 18.06.2008 tarihli ve Esas:2008/3-462, Karar:432; 21.10.2009 tarihli ve Esas:2009/9-397, Karar:453; 24.02.2010 tarihli ve Esas:2010/1-86, Karar:108; 28.04.2010 tarihli ve Esas:2010/11-195, Karar:238; 22.06.2011 tarihli ve Esas:2011/11-344, Karar:436 sayılı kararlarında da benimsenmiştir. Nitekim, 07.06.1976 tarihli ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nin 297. (Mülga HUMK"un 388.) maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine HMK.nin 27. maddesinin (HUMK"un 73.m) 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    Somut olaya gelince; davacılarca muris Mehmet İşcan’a ait 166 ada 19, 20 parseller, 167 ada 15, 16, 22, 26 parseller, 168 ada 3, 18, 19 parseller, 150 ada 70, 71, 72, 73, 74, 79, 84, 85, 93, 95, 96, 97 parsellere ilişkin olarak talepte bulunulmuş olup mahkemece sadece 150 ada 70, 71, 72, 73, 74, 79, 84, 85, 93, 95, 96, 97 ile 167 ada 15 ve 16 parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiş geri kalan parseller yönünden ise davanın reddine karar verilmiş olup, mahkemece gerekçe olarak “Mahkememizce yapılan keşif, dinlenen tanık beyanları ile alınan teknik bilirkişi raporları ile davacı iddialarının doğruluğu ve haksız kullanımın varlığı ile taşınmazların ürün miktarları ve bedelleri tespit edilmiş, rapor doğrultusunda davacıların hisse oranları nazara alınarak ecrimisile hükmedilmiştir.” denilmişse de kabul ve ret gerekçesi yeterli ölçüde açıklanmamıştır. Ayrıca taraflar arasında daha önce görülmüş olan Keşap Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/73 Esas ve 2012/190 Karar sayılı kesinleşmiş kararı incelendiğinde aynı dava konusu parsellere ilişkin davacılarca ecrimisil davası açılmış olup görülmekte olan iş bu davada reddedilen parseller yönünden de kabul kararı verildiği görülmüş olmakla bu iki karar arasında reddedilen parseller yönünden çelişki olduğu tespit edildiğinden mahkemenin ret gerekçesinin ayrıca önem arz ettiği anlaşılmıştır.
    O halde mahkemece yapılacak iş; taraflarca sunulan tüm deliller ile yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporundaki açıklamalar da değerlendirilerek az yukarıdaki ilkeler karşısında tüm delilleri birlikte değerlendirmek, sonucuna göre her bir taleple ilgili kabul ve ret sebeplerini içeren, tarafları tatmin edici, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK"nin 297. (Mülga HUMK"un 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir, denetlenebilir ve infazı mümkün nitelikte bir hüküm kurmak olmalıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacılar vekilinin sair, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 17.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi