11. Ceza Dairesi 2019/4368 E. , 2020/1363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Düşme
1- Bozma sonrası yapılan yargılamada, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereği uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 326. maddesinin 1 ve 2. fıkralarındaki “...Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar. Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları tespit edilmemiş olsa dahi duruşmaya devam edilerek dava gıyapta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir.” şeklindeki hükümlere rağmen, 16.11.2018 tarihli duruşma tutanağına göre yatalak olması nedeniyle konutunda dinlenen sanığa, Dairemizin 26.02.2018 tarihli 2017/3417 Esas ve 2018/1703 Karar sayılı bozma ilamı okunmadan, bozma kararına yönelik beyanları duruşma zaptına geçirilmeden ve bu karara uyulup uyulmadığı yönünde Mahkemece herhangi bir karar verilmeden hüküm kurulmak suretiyle, 1412 sayılı CMUK"nin 326. maddesine aykırı davranılması,
2- Dairemizin 26.02.2018 tarihli 2017/3417 Esas ve 2018/1703 Karar sayılı bozma kararında da belirtildiği üzere; sanık hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 21.09.2011 tarihli 2011/48092 Soruşturma ve 2011/19311 Esas sayılı iddianamesi ile “2011 takvim yılında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek“ suçundan kamu davası açıldığı, mahkemece gerekçeli karar
başlığında “2006“ yazılarak, sanık hakkında VUK‘nin 359/a-2. maddesi uyarınca dava açıldığı belirtilerek zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği, dosya içerisinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 367. maddesi uyarınca dava şartı olan rapor değerlendirme komisyonu mütalaasının mevcut bulunmadığı, buna karşılık Adana Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğü‘nün 14.09.2011 tarihli üst yazısında sanık hakkında 2006 yılına ait defter ve belgelerini, usulüne uygun olarak tebliğ edilen 25.05.2011 tarihli isteme yazısına rağmen, yasal süresi içerisinde ibraz etmediğinden bahsedilerek, 26.08.2011 tarihli ve RDK-I/559 sayılı Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasının verildiğinden söz edildiği, üst yazı ekindeki 10.08.2011 tarihli ve VDENR-2011-1778/17 sayılı vergi suçu raporunun “defter ve belge gizleme“ suçuna ilişkin tespitlerde bulunmasına karşın, 10.08.2011 tarihli ve VDENR-2011-1778/13 sayılı vergi tekniği raporunda sanığın “2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte belge düzenlemek ve kullanmak“ eylemleri yönünden inceleme yapıldığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında; 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, VUK‘nin 367. maddesi uyarınca komisyon mütalaasının dava şartı olduğu ve dosya içerisinde Adana Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğü‘nün 14.09.2011 tarihli üst yazısı ile atıf yapılan 26.08.2011 tarihli ve RDK-I/559 sayılı Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasının bulunmaması nedeniyle, mütalaanın hangi suça ilişkin olduğunun belirlenmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla,
a) Öncelikle 26.08.2011 tarihli ve RDK-I/559 sayılı Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasının dosya içerisine celbi ile sanık hakkında iddianame konusu yapılan “2011 takvim yılında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek“ suçuna ilişkin olup olmadığının tespit edilmesi,
b) Komisyon mütalaasının kapsamının iddianame konusu eyleme ilişkin olmadığının belirlenmesi halinde, “2011 takvim yılında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek“ suçundan verilmiş dava şartı olan mütalaa bulunmaması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi,
c) İddianame konusu eyleme ilişkin olarak mütalaa verildiğinin tespiti durumunda ise, henüz zamanaşımı dolmayan bu suçtan hüküm kurulması gerekirken, iddianame dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan “2006 takvim yılında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suçundan“ yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.