17. Hukuk Dairesi 2014/19649 E. , 2017/5279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, paylı malikleri ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın yaya murise kusurlu olarak çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne, baba ve kardeşleri olduğunu, davacı anne babanın destekten yoksun kaldığını, tüm müvekkillerinin elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı baba ... için 1.000 TL maddi, 100.000 TL manevi, davacı anne Fatma için 1.000 TL maddi, 100.000 TL manevi, davacı kardeşlerin her biri için ayrı ayrı 50.000’er TL manevi tazminatın (davalı ... şirketi manevi tazminattan sorumlu değil) kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini toplam 44.564,89 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, zamanaşımının dolduğunu, müvekkillerinin sadece plaka sahibi olup plakalarını 01/07/2008 tarihli sözleşme ile üç yıllığına dava dışı şahsa kiraladıklarını, işleten olmadıklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 150.000 TL ile sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacılar ... ve ..."in maddi tazminat taleplerine ilişkin davanın ıslah edilmiş hali ile kabulü ile, davacı ... için 18.510,10-TL, davacı ... ... için 26.054,79-TL olmak üzere toplam 44.564,89-TL maddi tazminatın ölüm tarihi olan 23/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar ... ve ..."e verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı ... için 15.000-TL, davacı ... ... için 15.000-TL diğer davacıların her biri için 10.000"er TL olmak üzere toplam 70.000-TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ...’tan ölüm tarihi olan 23/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı ....nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işleten"i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse ..."ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, kaza tarihi 23.4.2009 olup 1.7.2008 tarihli adi yazılı kira sözleşmesine göre kazaya neden olan davalılar ...’in paylı maliki olduğu ticari taksi 10.7.2008-10.7.2011 tarihleri arasında 36 ay süreyle dava dışı ... tarafından kiralanmış, 1.7.2008 tarihli vekaletnameyle ...’a dava konusu ticari taksi üzerinde birtakım yetkiler verilmiş olup, bu kira sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü halinde işleten sıfatının kiracıya geçtiğinin de kabulü gerekir.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurularak, bahsi geçen adi yazılı kira sözleşmesine göre davalı aracın paylı malikleri ... ticari taksiyi dava dışı ...’a kiraladığına göre, taraflar arasında tanzim edilen adi yazılı kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı paylı maliklerin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ve ..."a geri verilmesine, 9.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.