17. Hukuk Dairesi 2014/22485 E. , 2017/5280 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu müvekkilinin elinde kırık meydana geldiğini, ayrıca his kaybı oluştuğunu, bu nedenle medikal malzeme satın aldığını, özel fizik tedavi merkezinde gördüğü tedavi nedeniyle harcama yaptığını, iş ve güç kaybına uğradığını, tedavi için yol gideri yaptığını, elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, 6.8.2009 havale tarihli dilekçeyle taleplerini 500 TL geçici işgöremezlik, 500 TL sürekli işgöremezlik ve 500 TL tedavi gideri olarak açıklamış, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini geçici işgöremezlik bakımından 2.090,19 TL, sürekli işgöremezlik bakımından 61.727,72 TL olarak toplam 63.817,91 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusuru olmadığını, keşif yapılması ve maluliyet iddiasının ATK raporuyla tespiti gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, davanın aracın zorunlu trafik sigortacısına ihbarı gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 63 817,91 TL maddi ve 15 000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan ... İhtisas Dairesi’nden aldırılan raporda davacının ... Sağlık İşlemleri Tüzüğü (SSİT)’ne göre %11,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, aynı yönetmelik hükümlerine göre beden çalışma gücünün %60"ını kaybetmemiş olduğu, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Maluliyete ilişkin bilirkişi raporu kendi içerisinde çelişkili olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda mahkemece kaza tarihinde yürürlükte bulunan ‘‘Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği’’ne uygun şekilde maluliyet oranının kesin ve net bir şekilde tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden ek rapor alınarak, davalı lehine oluşan kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
3- Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından vefat edenin yakınlarına bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir.
5510 sayılı Yasa’nın 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez.” düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda davacı İş Kanunu’na tabi olarak İl Özel İdaresi’nde çalışmakta olup yolcu konumunda resmi görevden dönerken davaya konu kazanın gerçekleştiğini iddia etmiştir. İşbu davada söz konusu kaza nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalıya ait aracın zorunlu trafik sigortacısı olan ihbar olunan Ak Sigorta A.Ş. vekili 14.7.2009 havale tarihli dilekçesinde müvekkilinin SSK’ya davacının tedavi gideri için 5.744 TL tutarında işgöremezlik ödeneği ve 2.978,04 TL tedavi gideri ödediğini beyan etmiştir. Davalı vekilince de 14.9.2009 havale tarihli dilekçeyle ... tarafından davacıya ödenen 740,64 TL tedavi gideri ile 1.436,04 TL geçici işgöremezlik tazminatının tahsili için 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/8751 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili ve ihbar olunan... Sigorta A.Ş. aleyhine icra takibi başlatıldığı iddia edilmiştir. Mahkemece bu hususlar araştırılmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece davalı ve ihbar olunan sigorta şirketinin iddiaları araştırılarak davacı için SGK tarafından geçici ve sürekli işgöremezliğe ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı, ödemelerin rücuya tabi olup olmadığı, varsa ilk peşin sermaye değerleri öğrenilerek tazminattan mahsubu konusunda sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 9.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.