
Esas No: 2009/11483
Karar No: 2010/823
Karar Tarihi: 01.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/11483 Esas 2010/823 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.09.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa yapı bedelinin tazmini istemi ile dava açmış, davacı ... ... da aynı davalılar aleyhine 30.03.2006 tarihli dilekçe ile tapu iptali ve tescil davası açmış, davaların birleştirilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacı ..."ın davasının kısmen kabulüne, davacı ... ..."ın davasının reddine dair verilen 23.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalıların maliki oldukları 778 sayılı parsel üzerine altı dükkan üstü ev olmak üzere bina yaptığını, 778 sayılı parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, ikinci kademede ise bina bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar maliki olduğu taşınmaz üzerine ev yapmak ve oturmak üzere davacıya izin verildiğini, binanın yapımındaki işçilik parası davacı tarafından ödendi ise de bütün malzemelerin kendileri tarafından karşılandığını, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı ... ... binanın altınları satılarak meydana getirildiğini, 778 sayılı parselin adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davacı tarafından yapıldığı bilirkişi raporu ile saptanan yapıdaki tuğla bedeli hariç malzeme ve işçilik bedelleri toplamı 23,380,00 TL.nin davalılardan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, asıl davanın davalıları ... ve ... temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 6.maddesi hükmü gereğince davalıların maliki oldukları 778 sayılı parsel üzerindeki binanın kendisi tarafından yapıldığını ispat yükü davacıya düşer. Davacı bu konuda tanık dinletmiş, tanıkları iddiayı doğrulamıştır. Ancak, mülkiyet hakkı sahiplerinin dinlettiği tanıklar ise davacının katkısı olmaksızın 778 sayılı parsel üzerindeki .binanın davalılar tarafından yapıldığını belirtmiştir. Görülüyor ki, her iki tanık sözleri arasında aykırılık bulunmaktadır. Esasen bu davada hangi kalem harcamanın davacı, hangilerinin ise davalılar tarafından yapıldığının tespiti son derece güçtür. Kabul edilmesi gereken husus 778 sayılı parsel üzerindeki binanın tarafların ortak harcamaları ile yapıldığıdır. Davacı gerçek harcama tutarını kanıtlayamamış ise de binanın yapımı sırasında bazı giderlere katlandığı da dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanununun 4. maddesi bu gibi durumlarda hakime geniş bir takdir yetkisi tanımış ve anılan hükümde “kanununun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar verir” denilmiştir. O halde mahkemece durumun gerekleri ya da dosyadaki delil durumuna göre haklı sebepler dikkate alınarak davacı yararına uygun bir tazminat takdiri yerine davacının 16.07.2008 tarihli keşif tutanağına geçirilen beyanı da bir yana bırakılarak 778 sayılı parsel üzerindeki bina sebebiyle tuğla hariç tüm işçilik ve malzeme harcamaları davacı tarafından sarf edilmiş gibi bilirkişi raporuna bağlı kalınarak davanın kabulü doğru değildir.
Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 01.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.