17. Hukuk Dairesi 2016/11693 E. , 2017/5307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davadışı ...Şirketine ait ... plaka sayılı araç için kasko ... poliçesi düzenlendiğini, 14/10/2014 tarihinde sigortalı araç sürücüsünün ... Bulvarı üzerindeki davalı ..."ye ait yere sabitlenmemiş demir logar kapağına çarpması sonucu sigortalı araçta maddi hasarın meydana geldiğini, müvekkili şirket tarafından dava dışı şirkete kaza nedeniyle 11.736,00 TL ödeme yapıldığını, poliçe genel şartları ve özellikle Türk Ticaret Kanun’un 1472.maddesi uyarınca müvekkili şirketi, ödediği tazminattan dolayı sigortalısına halef olarak, bu hasara sebep olan kişiye ve zarardan kanunen sorumlu bulunanlara rücu etme hakkına sahip olduğunu belirterek, 11.736,00 TL"nin davalıdan olay tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, adreste yapılan incelemede bahse konu logar kapağının yerinde ve sağlam olduğu, kapakta arıza onarımı tamir ve tadilat işlemi gerektirecek herhangi bir olumsuz durumun söz konusu olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, istenen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davanın kısmen kabulüne, davacı için 11.610,68 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko ... poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, 6102 sayılı TTK"nın 1472. maddesine dayanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 2. maddesinde "dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir" düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/1. maddesinde "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı" düzenlemesi; TTK"nın 16/2. maddesinde "kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları" düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) ... İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacı ...nin sigortalısı ...Dağıtım Paz. Otom. Turz. İnş. Tic. Ltd. Şti. tüzel kişi tacir olduğu gibi, davalı ... Genel Müdürlüğü de faaliyetlerini özel hukuk hükümleri dahilinde yürüten ve TTK"nın 16/2. maddesi anlamında tacir sayılan tüzel kişidir. Bu durum karşısında, TTK"nun 4, 5, 16/2 maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı ..."nin tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu, dava konusu kazanın tacirler arası haksız fiil niteliğinde olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının ticari dava olduğu gözetilerek; Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1-nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, 2-nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.