17. Hukuk Dairesi 2014/17158 E. , 2017/5478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, davalı borçlu ..."ün alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı 964 parsel nolu taşınmazın 1/2 hissesini 31.03.2008 tarihinde kayınpederi davalı ..."a, 20.05.2008 tarihinde davalı ..."e, İhsan"ın 20.11.2008 tarihinde davalı ..."a, ... taşınmazın 10000/944981 şer hissesini 16.06.2009 tarihinde davalılar ... ve ...
..., 53981/94981 hissesini davalı ..."e, 21000/94981 hissesini ..."ya, ..."in hissesini 24.06.2009 tarihinden davalı ..."e, ..."in 17000/94981 hisseyi 04.05.2012 tarihinde davalı ..."e, 41981/94981 hissesini 04.09.2012 tarihinde davalı ..."ya, 5000/94981 hissesini 28.07.2009 tarihinde Şeyho Üstün"e, davalı ..."ın 5000/94981 hissesini 13.07.2012 tarihinde davalı ..."a sattığını, davalı borçlunun 1415 parselde kayıtlı taşınmazını da diğer davalılara sattığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir. 25.09.2013 tarihli duruşmada dava konusu 1415 parsel yönünden feragat ettiğini belirtmiş; mahkemece 25.09.2013 tarihli duruşmada dava konusu 1415 parsel yönünden davanın tefrikine karar verilerek davaya 964 parsel yönünden devam edilmiştir.
Davalı borçlu ... vekili, iptal koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., tasarrufun borçtan önce yapıldığını, iyiniyetli 5. kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, aciz belgesi sunulnmadığını ve iyinetli 4. kişi olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., ... ve ... vekili aciz belgesi sunulmadığını, müvekkillerinin iyiniyetli 4. kişi olduklarını belirterek müvekkilleri yönünden davanın tefrik edilerek reddini ihtiyati haczi kaldırılmasına talep etmiştir.
Davalı ..., iyiniyetli olarak taşınmaz hissesini ..."den aldığını, davalı borçlu ... ile muhasebecilik iş ilişkisini bitirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar savunma yapmamıştır.
Mahkemece, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve dahili davalı ... yönünden sübut bulmadığından, davalılar ..., ..., ...ve ... yönünden husumet nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olup, davacının dava konusu taşınmazdaki 1/2 olan hissesinin davacı ... adına vekaleten... tarafından davalı borçlu ..."nın kayınpederi davalı ..."a satıldığı anlaşılmakla, davacının taşınmazdaki 1/2 hissesi yönünden davalı borçlu ... tarafından yapılan herhangi bir tasarruf bulunmadığından davacı vekilinin aşağıdaki bendlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkeme gerekçesinde; dava konusu 964 parseldeki hisselerin alacaklıdan mal kaçırmak maksadıyla muvazaalı olarak davalılara satıldığı, bu nedenle yapılan satışlarla ilgili tasarrufun iptalinin talep edildiği, ancak, 964 parselin tapu kaydında hissedar gözüken davalılardan hiç birinin davalı borçlu ..."ten devir aldıkları bir hissenin bulunmadığı, tapuda hissedar gözüken davalıların taşınmazı davalı ..."ten sonra 5-6 kez el değiştirdikten sonra tapu maliki oldukları, davalı ..."ten 29.02.2008 tarihinde 1/2 hisse devir alan davacı ..."in aldığı hissenin tamamını 31/03/2008 tarihinde davalı gösterdiği ..."a kendisinin sattığı, hem hisse satıp hem muvazaa iddiasında bulunamayacağı, sonuç olarak tapu kaydında malik gözüken davalılara alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı satış yapıldığına yönelik iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı bu nedenle tapuda malik görünen davalılar ... ve ..., ..., ..., ..., dava sırasında hisse satın alan dahili davalı ... ile ... ... mirasçıları; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve borçlu davalı ... yönünden dava sabit olmadığından, diğer davalılar ..., ..., ..., ... ise tapuda malik olmadıklarından bu davalılara husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalılar yönünden açılan davanın husumet nedeniyle red kararı verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
2-a-) İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği, İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden
çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerektiği bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahsın tasarrufa konu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, tapu kaydına göre; davalı borçlu ..."nın dava konusu taşınmazı 29.02.2008 tarihinde satın aldığı, aynı gün 1/2 hissesini davacı alacaklı ..., 1/2 hissesini ise 20.05.2008 tarihinde davalı ..."a sattığı, davacı ..."in de 1/2 hisseyi vekalet verdiği...aracılığı ile davalı borçlu ..."nın kayınpederi davalı ..."ya sattığı, ... 1/2 hisseyi davalı borçlu ... ile aynı günde yani 20.05.2008 tarihinde davalı ..."a sattığı, böylelikle davalı ..."ın taşınmazın tam hissesine sahip olduğu, bundan sonra ...ın 20.11.2008 tarihinde taşınmazı tam hisse olarak davalı ..."a, Hüseyin"in taşınmazın 10000/944981 şer hissesini 16.06.2009 tarihinde davalılar ... ve ..."a, 53981/94981 hissesini davalı ..."e, 21000/94981 hissesini ..."ya, ..."in hissesini 24.06.2009 tarihinden davalı ..."e, ..."in 17000/94981 hisseyi 04.05.2012 tarihinde davalı ..."e, 41981/94981 hissesini 04.09.2012 tarihinde davalı ..."ya, 5000/94981 hissesini 28.07.2009 tarihinde Şeyho Üstün"e, davalı ..."ın 5000/94981 hissesini 13.07.2012 tarihinde davalı ..."a sattığı anlaşılmaktadır.
Davacı alacaklı, borçlu ..., ... ile hukuki muamelede bulunan İhsan, İhsan"ın taşınmazı devrettiği 3. kişi ..."in belirli oranlarda hissesini devrettiği 4. kişiler ..., ..., ..., ..., ..."in belirli oranlarda hissesini devrettiği 5. kişiler ..., ..., Şeyho Üstün (mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...) ve ..."ın hisse devrettiği ..."a karşı İİK.nun 282. maddesine uygun ve doğru şekilde husumet yönelterek davasını açmıştır.
Davalılardan ... yönünden ise, davalı borçlu ..."nın bu davalı ile hukuki muamelede bulunmadığı, yine bu davalının hisse devri yapılan 3., 4. ve 5. kişiler konumunda da bulunmadığı anlaşılmakla, İİK.nun 282. maddesine göre dava açılabilecek kişilerden olmadığı, bu davalı yönünden davanın bu gerekçe ile (husumetten) reddi gerekmekte iken, kararda yazılı olduğu şekilde dava konusu 964 parsel sayılı taşınmazda davanın açıldığı tarih itibariyle hissedar olunmadığı gerekçesi ile red kararı isabetli bulunmamıştır.
2-b) İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği (İİK.md.283/1), bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı, bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın iptali istenen tasarruftan itibaren beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmeli, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalı, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun
iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de takdir olunmalıdır.
Yine somut olayda, davacı tarafından, ... dışında husumetin doğru yöneltildiği diğer davalıların davalı borçlunun aile dostu, çalışanı, akrabası, arkadaşı, borçlu ile aynı sektörde çalışan kişiler olduğu ve bedelde muvazaa yapıldığı belirtilmek suretiyle tasarrufların iptalinin istenildiği, bu halde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, az yukarıda yazılı olduğu şekilde davacı ..."in vekalet verdiği İsmail Pursin aracılığı davalı borçlunun kayınpederi ..."a sattığı taşınmazın 1/2 hissesinin bu davanın konusunu oluşturmadığı, dolayısıyla hem hisse satıp hem muvazaa iddiasında bulunulamayacağı şeklinde gerekçe ile davanın sabit olmadığından red kararı verilmesi de isabetli bulunmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazın davalı borçlu ... tarafından devredilen 1/2 hissesi yönünden; İİK 282 maddesi gereğince kendilerine dava açılmış olan davalı borçlu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...(mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...) ve ..."a karşı davaya devam olunarak ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.