11. Hukuk Dairesi 2014/14521 E. , 2015/1265 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02/07/2014 tarih ve 2013/150-2014/283 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının sahibi olduğu şirketin hisselerini müvekkiline devrettiğini, devre konu bu şirketin kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını, rücu amaçlı olarak başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hisse devri işlemleri sonucunda taraflar arasında alacak-verecek işi kalmadığını, dava konusu hesaptaki borcun davacı şirkete ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu borca ilişkin hesabın davalının hissedarı olduğu ..."ye ait iken davalının hisselerini devretmesi sonucu şirketin yeni isminin ... olduğu, devirden sonra banka hesabının da davacıya devredildiği, şirketin aktif-pasif tüm malvarlığı ile devredildiği hususunun tüm resmi kurumlara, bankalara bildirilerek ticaret sicilinde yayınlandığı, hisse devir senedinde "bugüne kadar olan borçlar bana sonrakiler alıcıya aittir" hükmünün bulunduğu, devredilen hesabın 01.11.2006-20.11.2006 tarihine kadar ekside kaldığı bakiyesinin -3.832,29 TL olduğu, 10.11.2006 tarihinden önce ve sonra herhangi bir kredi kullandırımı olmadığı, firmaya tanımlı yalnızca avans hesabı bulunduğu, hesabın bakiyesinin -3.832,29 TL olduğu, hesabın ekside olması nedeniyle sistem gereği yatırılan paranın avans hesabına mahsup edildiği sabit olup, şirket devrinden sonra banka hesabının da davacı şirkete devredildiği, şirketin bütün ödemelerini buradan yaptığı, bu hesapta şirketin devraldığı ... Şirketi"nin ödemelerini görmenin mümkün olduğu, çünkü birleşmiş ve ödemelerin de buradan yapıldığı, devirden sonra kredi borcu ödemesinin yapıldığı ... Şirketi tarafından ödeme yapıldığına dair bir kayıt olmadığı, dava konusu kredi borcunun ..."nin defterlerinde muhasebeleştirilmediği kayıt dışı bırakıldığı, banka kayıtları uyarınca 30.11.2006 tarihi itibariyle şirketin banka hesaplarından dolayı 347,71 TL alacaklı durumda olup, icra takip dosyasına konu borcun 04.05.2007 tarihli dekontlara ilişkin olduğu, hisse devri sözleşmesi ve devirden sonraki borçların davacı şirkete ait olacağı da göz önüne alındığında icra takibine konu meblağların devirden öncesine ilişkin olmadığı, davalının hisse devir sözleşmesinde devirden sonraki borçların kendisine ait olduğunu kabul ettiği ve şirket bu haliyle devredildiğinden takibe konu borç devir sonrasına ilişkin ve likit olmakla davacı şirketin bunu bilebilecek durumda olduğundan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine davalının tazminat talebinin kabulü ile, asıl alacağın %40"ı olan 2.293,32 TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.