17. Hukuk Dairesi 2015/4291 E. , 2017/5507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."nun haciz ihbarnamesi ile kamu borçlu dava dışı ......Ltd.Şti"nin prim borcundan dolayı davacıdaki alacaklarına haciz konulduğunu bildirdiğini, ancak bildirime süresinde itiraz edilemediğinden anılan şirkete bir borçlarının olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı alacaklı ... vekili, davacının 7 günlük sürede itiraz etmediğinden borcun zimmetinde sayıldığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının borcunun olmadığının ispatladığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,6183 sayılı yasanın 79.maddesinden kaynaklanan menfi tesbit davasına ilişkindir.
5510 sayılı Yasa"nın 88.maddesinin 16.fıkrasında "Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51, 102 ve 106, maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.."aynı maddenin 19.fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde,6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı birimin bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir." denilmektedir. (506 sayılı Yasa"nın 80/7) Anılan
Yasa"nın 101.maddesinde de aynı yönde bir düzenleme ile "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulamasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."hümkü yer almaktadır.(506 sayılı Yasa"nın 134.Maddesi) 5521 sayılı İş Mahkemeleri kanunun MADDE 1 - İş Kanunu"na göre işçi sayılan kimselerle (o Kanunun değiştirilen ikinci maddesinin C, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş aktinden veya İş Kanunu"na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.
Bu mahkemeler :
A) 5018 sayılı Kanun"un 4"üncü maddesinin (E) fıkrasına göre sendikaların açacakları ve bu sıfatla aleyhlerine açılacak hukuk dâvalarına;
B)İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve dâvalara da bakarlar.
İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu dâvalara, o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.
Fiilî ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır denilmiştir. HSYK"nun 24.03.2005 tarih 188 sayılı kararının 12.maddesi II-b fıkrasına göre bağımsız İş Mahkemesi olmayan yerlerde 1 nolu Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlığa genel mahkemelerde bakılamayacağından ve görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece bu husus görevi nedeniyle resen gözönünde tutularak, görevsizlik kararı verilerek görevli olan 1nolu Asliye Hukuk Mahkemisine gönderilerek davanın iş mahkemesi sıfatı ile bakılması gerekirken gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile bozma nedenine göre diğer hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.05.2017 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.