
Esas No: 2016/12148
Karar No: 2018/687
Karar Tarihi: 24.01.2018
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/12148 Esas 2018/687 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle, sanık hakkında,
-Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 30/01/2014 tarih ve 2013/843 esas, 2014/65 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2015/34367 sayılı esası ile aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen,
-Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 22/05/2014 tarih ve 2014/102 esas, 2014/444 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2016/1705 sayılı esası ile aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen,
-Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 25/09/2014 tarih ve 2014/226 esas, 2014/579 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2016/4820 sayılı esası ile aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen dava dosyalarının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyalar getirtilip incelenerek, mümkün olması halinde birleştirilerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında,
değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E. , 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu ve TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 24/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.