19. Ceza Dairesi 2017/3731 E. , 2018/760 K.
"İçtihat Metni"5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"na muhalefet, özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/08/2016 tarihli ve 2015/40424 soruşturma, 2016/16201 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Eskişehir 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 10/10/2016 tarihli ve 2016/3731 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 13/06/2017 gün ve 3603 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/06/2017 gün ve KYB. 2016 / 38351 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut soruşturma dosyası kapsamına göre, suça konu hatlara ilişkin 30/08/2012 tarihli kurumsal tip abonelik sözleşmesinin düzenlenmesinde hatların adına çıkarıldığı ... Bilişim isimli firmanın vergi numarasının müştekiye ait vergi numarası olması ve müştekinin gerçekte abonelik sözleşmesi imzaladığı yasal bir hattının bulunmasına rağmen kimlik bilgileri de kullanılmak suretiyle üçüncü kişi konumunda bulunan... Bilişim isimli firma adına abonelik sözleşmesi düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, sahte vergi levhası düzenlemenin resmi belgede sahtecilik ve müştekinin icra tehdidi altında kalması suretiyle ve dahi kamunun zararına kendi menfaatlerine olarak Vergi Dairesinin hile aracı olarak kullanılmasının nitelikli dolandırıcılık suçlarına vücut vereceği gözetilerek, sahte vergi levhasını düzenleyen kişilerin tespiti için gerekli araştırma yapılmadan, keza sahte abonelik sözleşmesinin müşteki adına olmayıp müştekinin temsilcisi gibi gösterildiği ... Bilişim isimli firma adına düzenlendiği dikkate alındığında, atılı suçun özel belgede sahtecilik suçuna vücut vereceğinden müşteki adına çıkartılan hatların kim tarafından ve ne için kullanıldığı araştırılmadan, yine sözleşme ekinde müştekiye gönderilen kimlik fotokopisi üzerinde bulunan ... sayılı numaranın kime ait olduğu tespit edilmeden ve müştekinin kimlik bilgilerinin ne şekilde ele geçirildiği araştırılmadan eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla merciince itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozmaya konu soruşturma dosyasında; müştekinin aleyhine başlatılan ve halen derdest olan icra takip dosyası nedeniyle; kendi adına "Dizayn Bilişim" adlı bir şirket kurulduğunu öğrendiği, bu şirket adına 8 adet Turkcell abonelik sözleşmesi, vergi levhası ve sair sahte belgeler oluşturulduğunu, bu belgelerle değişik kamu ve özel kurumlar nezdinde kendi adına işlemler yapıldığı, bu nedenle kimlik bilgilerini kullanarak işlem yapanların araştırılarak dolandırıcılık, evrakta sahtecilik ve 5809 sayılı Kanun"a aykırılık suçları nedeniyle cezalandırılmalarını talep ettiği, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015 / 40424 E. sayılı soruşturma dosyasında, sadece Turkcell bayii yetkilisi ve çalışanlarının araştırılmak suretiyle, yetkili temsilci hakkında ön ödeme nedeniyle, çalışanlar hakkında abone sözleşmelerinden sorumlu olmadıkları gerekçesiyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın sadece abonelik sözleşmeleri nedeniyle değil, dolandırıcılık, belgede sahtecilik suçları gibi diğer suçlar yönünden de verildiği ve soruşturma dosyasının kapatıldığı, ancak diğer suçlar ve bu eylemlere yol açan şüphelilerin bulunmasına dair hiçbir işlem yapılmadığı,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.06.2017 tarihli kanun yararına bozma konulu ihbarnamesinde, "...sayılı numaranın kime ait olduğu tespit edilmeden ve müştekinin kimlik bilgilerinin ne şekilde ele geçirildiği araştırılmadan eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği..." gerekçesiyle "anılan kararın bozulması lüzumu" şeklinde yazılan talep gereği, şüpheliler hakkında verilen ve Yargıtay incelemesinden geçmeden kesinleşen "dolandırıcılık, belgede sahtecilik suçları" yönünden verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itirazın reddine dair kararın usul ve yasaya aykırılık yönünden incelemesinin,Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Ceza Daireleri İş Bölümüne dair 20.01.2017 tarihli, 2017/1 sayılı kararının, "ortak hükümler" başlıklı kısmı 7. v.d. maddelerine göre Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görev alanına girdiği anlaşılmakla,
Hükmün konusuna, ihbarname içeriğine, Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 20/01/2017 gün ve 2017/1 sayılı kararına göre, kanun yararına bozma istemine konu kararın; "dolandırıcılık ve belgede sahtecilik" suçlarından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay Yüksek (15). Ceza Dairesine ait bulunduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE dosyanın anılan daireye GÖNDERİLMESİNE, 25.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.