19. Ceza Dairesi 2017/3730 E. , 2018/773 K.
"İçtihat Metni"...’nin internet sitesinde 16/08/2016 tarihinde yayımlanan “Beş taş oynuyorlar” başlıklı yazı nedeniyle ilgilisi ... vekili Avukat...’ın tekzip metninin yayımlanması ve ilgili yazının yayından çıkarılması talebinin kabulüne dair Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/11/2016 tarihli ve 2016/4044 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin merci Bakırköy 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/12/2016 tarihli ve 2016/4562 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 13/06/2017 gün ve 1599 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/06/2017 gün ve KYB. 2017 / 39261 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"un 9/1. maddesine göre, "İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir." şeklinde düzenleme karşısında, Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğince talebin kabulü halinde yalnızca "içeriğe erişimin engellenmesi" kararı verilmesi gerekirken mevzuatta yer almadığı halde, "yayından çıkarma" ve "tekzip metninin yayınlamasına" karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5651 sayılı Kanun"un 9. maddesi, 19/02/2014 tarihinde yürülüğe giren 6518 sayılı Kanun"la birlikte önemli ölçüde değişmiştir. İlgili maddede artık kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia edenlerin öncelikle içerik veya yer sağlayıcısına başvurarak "düzeltme ve cevap" usulüyle öncelikle ilgili içerik veya yer sağlayıcısına gitme zorunluluğu ortadan kaldırılmış, mağdur olan kişinin isterse içerik veya yer sağlayıcısına başvurarak ilgili yayını kaldırmasını "uyarı" yöntemiyle isteyebileceği veya doğrudan Sulh Ceza Hakimliğine başvurmak suretiyle yayının erişime engellenmesine karar verilmesini talep edebileceği düzenleme altına alınmıştır. Ayrıca mahkemece verilen kararın niteliği de artık eskiden olduğu gibi "içeriğin yayından çıkarılması ve cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayınlanması" değil, "erişimin engellenmesi" kararıdır. Adı geçen Kanun"a göre verilecek mahkeme kararlarını uygulayacak merci/kişilerde de değişiklik yapılmış, Kanun"un eski mahkeme kararını "içerik veya yer sağlayıcıları" uygulamakla sorumlu tutulmuş iken değişiklik sonrası "erişim sağlayıcıları birliği" ve "ilgili erişim sağlayıcıları" kararın icrasından sorumlu tutulmuşlardır.
5187 Sayılı Basın Kanunu"nun "düzeltme ve cevap" başlıklı 14. maddesinde ise "Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.
Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar..." hükmüyle süreli yayınlarda çıkan yayınlardan ve basılmış eserlerden bahsedilmektedir.
Hal böyle iken mahkemelerce, süreli yayınlarda "kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması" halinde 5187 sayılı Kanun gereği "düzeltme ve cevabın yayımlanmasına" karar verilebileceği, internet ortamında yapılan ve "gerçek veya tüzel kişilerin kişilik haklarını ihlal eden" yayınlar hakkında ise 5651 sayılı Kanun gereği "erişimin engellenmesine" karar verilebileceği,
Somut olayda; 5651 sayılı Kanun"un 9. maddesi kapsamında ve yukarıda belirtilen şartların oluşması halinde, başvuranın ancak "erişimin engelenmesini" talep edebileceği, mahkemece dosya üzerinde yapılacak araştırma sonucu; internet ortamında yapılan yayının başvuranın kişilik hakkını ihlal edip etmediğinin tespitiyle şartların oluşması halinde 5651 sayılı Kanun gereği olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, merci Bakırköy 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/12/2016 tarihli ve 2016/4562 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-a. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin, kararı veren mahkeme tarafından, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yerine getirilmesine, 25/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.