17. Hukuk Dairesi 2017/731 E. , 2017/5797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,07/11/2004 tarihinde..."in sevk ve idaresindeki ...plakalı araç ile tek taraflı kaza yaptığını,araçta yolcu olarak bulunan ..."ın meydana gelen kaza sonucu yaralandığı ve %14 daimi sakatlık raporu verildiğini, kazaya karışan aracın ...ye sigortalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kusur durumu, davacının sakat kalıp kalmadığı ve sakatlık oranı hakkında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 41.maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK"nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil
tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, ... 2006, s. 794).
Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı ..."nın 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir.
Aynı fiil bazen, hem sorumluluğu gerektiren hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüldüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira cezalandırma, müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK 60/II (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da ... 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 07.11.2004 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı 45 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralanmış,araç sürücüsü ...ölmüş, araçta bulunan diğer kişi olan Seyit Delibaşo ise çehrede sabit iz kalacak şekilde yaralanmıştır. Bir kişinin ölümü, birisi çehrede sabit iz kalacak ve diğeri ise 45 gün iş ve güçten kalacak şekilde iki kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan söz konusu trafik kazası için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 455/2 maddesi ve atıfta buunduğu 456/2 maddesi uyarınca öngörülen cezanın üst sınırı 8 yıl olmakla aynı Yasanın 102/3 maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin ise 10 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi olan 19.09.2014 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde ve hatalı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.