
Esas No: 2014/2721
Karar No: 2014/2721
Karar Tarihi: 10/3/2015
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HASAN ŞENDUR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/2721) |
|
Karar Tarihi: 10/3/2015 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Serruh
KALELİ |
Üyeler |
: |
Burhan ÜSTÜN |
|
|
Nuri NECİPOĞLU |
|
|
Hicabi
DURSUN |
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Raportör Yrd. |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucular |
: |
1. Hasan ŞENDUR |
|
|
2. İbrahim GÜNER |
|
|
3. Mustafa AKPINAR |
|
|
4. Maruf BEÇET |
Vekilleri |
: |
Av. Vedat ÖZKAN |
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, “silahlı
terör örgütü üyesi olmak, memura görevini yaptırmamak için direnmek, molotof kokteyli atmak, kamu malına zarar vermek, terör
örgütü adına suç işlemek ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından
yargılandıkları davada soyut ve çelişkili tanık beyanlarına dayanılarak hüküm
kurulduğunu, etkili soruşturma ve kovuşturma yürütülmediğini, yargılamanın
halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek,
Anayasa’nın 10., 36., 38., 40., 138. ve 142. maddelerinde güvence altına alınan
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, maddi ve manevi tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 18/2/2014 tarihinde Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona
sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Başvurucular, bireysel başvuru harç ve masraflarını
karşılama imkânlarının bulunmadığını belirterek adli yardım isteminde
bulunmuşlar, Birinci Bölüm Üçüncü Komisyon tarafından 21/5/2014 tarihinde adli
yardım taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
4. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 21/5/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 19/6/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 30/6/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
8. Başvuruculardan Mustafa Akpınar, Maruf Beçet ve İbrahim Güner, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca
(CMK. 250. maddesi ile yetkili) yürütülen soruşturma kapsamında 17/10/2005
tarihinde gözaltına alınmışlardır.
9. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile
görevli), 18/10/2005 tarih ve 2005/488 Değişik İş sayılı kararı ile
başvuruculardan Maruf Beçet ve İbrahim Güner’in
tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarına, Mustafa Akpınar’ın tutuklanmasına
karar vermiştir.
10. Başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet
ve İbrahim Güner ile diğer iki şüpheli hakkında, Adana Cumhuriyet
Başsavcılığının (CMK. 250. maddesi ile yetkili) 28/10/2005 tarih ve E.2005/207
sayılı iddianamesi ile “silahlı terör örgütü
üyesi olmak, memura görevini yaptırmamak için direnmek, molotof
kokteyli atmak, kamu malına zarar vermek ve terör örgütü adına suç işlemek”
suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış, dava Adana 7. Ağır Ceza
Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli) E.2005/165 sayılı dosyasına
kaydedilmiştir.
11. Başvuruculardan Mustafa Akpınar 28/12/2005 tarihli
duruşmada tahliye edilmiştir.
12. Başvurucu Hasan Şendur hakkında, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının
(CMK. 250. maddesi ile yetkili) 19/1/2007 tarih ve E.2007/11 sayılı iddianamesi
ile Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2005/165 sayılı dosyası ile irtibatlı
olarak, “terör örgütü propagandası yapmak,
güvenlik güçlerine etkin direnme ve kamu malına zarar vermek”
suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
13. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama
sonunda, 4/6/2008 tarih ve E.2005/165, K.2008/120 sayılı karar ile
başvuruculardan Mustafa Akpınar, Maruf Beçet ve
İbrahim Güner’in, “terör örgütü adına suç
işlemek” suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezası ile
cezalandırılmalarına, diğer suçlardan beraatlerine,
başvurucu Hasan Şendur’un tüm suçlardan beraatine
karar verilmiştir.
14. Kararın başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet, İbrahim Güner ve Cumhuriyet Savcısı tarafından
temyizi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11/1/2013 tarih ve E.2010/8791,
K.2013/498 sayılı ilâmıyla eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğu ve 6/10/1983
tarih ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na göre de
değerlendirme yapılması gerektiği belirtilerek, tüm başvurucular yönünden
hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
15. Bozma üzerine dava, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin
E.2013/40 sayılı dosyasına kaydedilmiş, özel yetkili mahkemelerin kapatılması
üzerine, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince (6352 sayılı Kanun’un geçici 2.
maddesi ile görevli) 11/3/2014 tarih ve E.2013/40, K.2014/329 sayılı kararla
Mahkemenin görevsizliğine, dava dosyasının görevli ve yetkili Adana Ağır Ceza
Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
16. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/139 sayılı
dosyasına kaydedilen davada yargılama halen devam etmektedir.
17. Başvurucular, 18/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
18. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi, 174. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları, 220. maddesinin (6) numaralı fıkrası, 265. maddesinin (1),
(3) ve (4) numaralı fıkraları, 314. maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkraları;
12/4/1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi ile 7.
maddesinin ikinci fıkrası.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
19. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 18/2/2014 tarih ve 2014/2721 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
20. Başvurucular, “silahlı
terör örgütü üyesi olmak, memura görevini yaptırmamak için direnmek, molotof kokteyli atmak, kamu malına zarar vermek, terör
örgütü adına suç işlemek ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarını
işledikleri iddiasıyla Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 28/10/2005 ve 19/1/2007
tarihlerinde haklarında açılan kamu davasında yapılan yargılamada Mahkemece,
soyut ve çelişkili tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğunu, kendi
beyanlarına itibar edilmediğini, aleyhe delilleri denetleme imkanına sahip
olamadıklarını, etkili soruşturma ve kovuşturma yürütülmediğini, yargılamanın
halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, kanun
önünde eşitlik ve silahların eşitliği ilkelerinin, masumiyet karinesinin,
savunma, etkili başvuru ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
21. Başvuru dilekçesinde başvurucular, kanun önünde eşitlik
ve silahların eşitliği ilkelerinin, masumiyet karinesinin, savunma, etkili
başvuru ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
Anayasa Mahkemesi, başvurucuların ihlal iddialarına ilişkin nitelendirmeleri
ile bağlı olmayıp hukuki nitelendirmeyi bizzat yapar. Başvurucuların bütün
iddiaları adil yargılanma haklarının ihlali iddiaları çerçevesinde
değerlendirilmiştir. Başvurucuların, yargılamanın halen devam etmesi ve makul
sürede yargılama yapılmaması nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlali
iddiaları ayrıca incelenmiştir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
a. Adil Yargılanma Haklarının İhlali İddiaları
22. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası şöyledir:
“…Başvuruda
bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
23. 30/3/2011 tarih ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal
için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel
başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”
24. Anılan Anayasa ve Kanun
hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, “ikincil nitelikte bir kanun yolu” olup bu
yola başvurulmadan önce kural olarak olağan kanun yollarının tüketilmiş olması
şarttır.
25. Temel hak ve özgürlüklere
saygı, devletin tüm organlarının uyması gereken bir ilke olup bu ilkeye uygun
davranılmadığı takdirde, ortaya çıkan ihlale karşı öncelikle yetkili idari
mercilere ve derece mahkemelerine başvurulmalıdır.
26. Bireysel başvurunun ikincil
niteliği gereği, başvurucunun, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği
iddialarını öncelikle yetkili idari mercilere ve derece mahkemelerine usulüne
uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtları zamanında bu
mercilere sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için
gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Bu şekilde olağan denetim mekanizmaları
önünde ileri sürülüp takip edilmeyen temel hak ve özgürlüklerin ihlaline
ilişkin iddialar, Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuru konusu yapılamaz
(B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 19).
27. Başvurucular, “silahlı terör örgütü üyesi olmak, memura görevini
yaptırmamak için direnmek, molotof kokteyli atmak,
kamu malına zarar vermek, terör örgütü adına suç işlemek ve terör örgütü
propagandası yapmak” suçlarını işledikleri iddiasıyla Adana
Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında açılan kamu davasında yapılan yargılamada
Mahkemece, soyut ve çelişkili tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğunu,
kendi beyanlarına itibar edilmediğini, aleyhe delilleri denetleme imkânına
sahip olamadıklarını, etkili soruşturma ve kovuşturma yürütülmediğini belirterek,
adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
28. Başvuru konusu olayda, Adana
7. Ağır Ceza Mahkemesince 4/6/2008 tarihli karar ile başvuruculardan Mustafa
Akpınar, Maruf Beçet ve İbrahim Güner’in, “terör örgütü adına suç işlemek” suçundan
mahkûmiyetlerine, diğer suçlardan beraatlerine, sanık
Hasan Şendur’un tüm suçlardan beraatine karar
verildiği tespit edilmiştir. Kararın başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet, İbrahim Güner ve Cumhuriyet Savcısı tarafından
temyizi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11/1/2013 tarihli ilâmıyla hükmün
tüm başvurucular yönünden bozulduğu, özel yetkili mahkemelerin kapatılması
üzerine, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince 11/3/2014 tarihli karar ile dava
dosyasının görevli ve yetkili Adana Ağır Ceza Mahkemesine devrine karar
verildiği ve Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/139 sayılı dosyasına
kaydedilen davada yargılamanın halen devam ettiği anlaşılmıştır.
29. Bireysel başvuru yapılmadan
önce, başvurucuların, isnat edilen suçlar nedeniyle ihlal edildiğini ileri
sürdükleri haklarına ilişkin olarak, hukuk sisteminde öngörülen başvuru
yollarını tüketmeleri, netice alamamaları hâlinde Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
30. Açıklanan nedenlerle,
yetkili idari merciler ve derece mahkemeleri önünde usulüne uygun olarak
açılmış ve devam eden başvuru yolları tüketilmeden temel hak ve özgürlüklerin
ihlal edildiği iddialarının bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşıldığından,
başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik şartların yönünden
incelenmeksizin “başvuru yollarının
tüketilmemiş olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
b. Yargılamanın Makul Sürede Tamamlanmadığı
İddiaları
31. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısmının
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
32. Başvurucular, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında
açılan kamu davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
33. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt
ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının
da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme
yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı
ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
34. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
35. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, “silahlı terör örgütü üyesi olmak, memura görevini
yaptırmamak için direnmek, molotof kokteyli atmak,
kamu malına zarar vermek, terör örgütü adına suç işlemek ve terör örgütü
propagandası yapmak” suçlarını işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Başvurucular hakkında
isnat olunan suçlar, 5237 ve 3713 sayılı Kanunlarda hapis ve adli para cezasını
gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucular hakkındaki suç
isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına
girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
36. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulandığı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru
açısından bu tarihler, başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet
ve İbrahim Güner bakımından Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca gözaltına alındıkları
17/10/2005 tarihi ve başvurucu Hasan Şendur bakımından Adana Cumhuriyet
Başsavcılığınca kamu davasının açıldığı 19/1/2007 tarihidir. Ceza
yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara
bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin
makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No: 2013/695,
9/1/2014, § 35).
37. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
başvuruculardan Mustafa Akpınar, Maruf Beçet ve
İbrahim Güner’in, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma
kapsamında 17/10/2005 tarihinde gözaltına alındıkları, Adana 7. Ağır Ceza
Mahkemesince, 18/10/2005 tarihinde başvuruculardan Maruf Beçet
ve İbrahim Güner’in tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarına, Mustafa
Akpınar’ın tutuklanmasına karar verildiği ve başvurucular Mustafa Akpınar,
Maruf Beçet, İbrahim Güner ile diğer iki şüpheli
hakkında, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 28/10/2005 tarihli iddianamesi ile “silahlı terör örgütü üyesi olmak, memura görevini
yaptırmamak için direnmek, molotof kokteyli atmak,
kamu malına zarar vermek ve terör örgütü adına suç işlemek”
suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı, davanın Adana 7. Ağır
Ceza Mahkemesinin E.2005/165 sayılı dosyasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
Başvurucu Hasan Şendur hakkında, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 19/1/2007
tarihli iddianamesi ile Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2005/165 sayılı
dosyası ile irtibatlı olarak, “terör örgütü
propagandası yapmak, güvenlik güçlerine etkin direnme ve kamu malına zarar
vermek” suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı,
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 4/6/2008 tarihinde başvuruculardan Mustafa
Akpınar, Maruf Beçet ve İbrahim Güner’in, “terör örgütü adına suç işlemek” suçundan
mahkûmiyetlerine, diğer suçlardan beraatlerine, sanık
Hasan Şendur’un tüm suçlardan beraatine karar
verildiği belirlenmiştir. Kararın başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet, İbrahim Güner ve Cumhuriyet Savcısı tarafından
temyizi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11/1/2013 tarihli ilâmıyla tüm
başvurucular yönünden hükmün bozulmasına karar verildiği, özel yetkili
mahkemelerin kapatılması üzerine, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince 11/3/2014
tarihli kararla Mahkemenin görevsizliğine, dava dosyasının görevli ve yetkili
Adana Ağır Ceza Mahkemesine devrine karar verildiği, Adana 9. Ağır Ceza
Mahkemesinin E.2014/139 sayılı dosyasına kaydedilen davada yargılamanın halen
devam ettiği anlaşılmıştır.
38. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
39. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucuların tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmalarıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep oldukları da
söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu,
başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet ve İbrahim
Güner bakımından dokuz yılı aşkın süredir ve başvurucu Hasan Şendur bakımından
sekiz yılı aşkın süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
40. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
41. Başvurucular, adil
yargılanma haklarının ihlali nedeniyle ayrı ayrı 10.000,00 TL maddi ve
20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
42. 6216 sayılı Kanun"un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
43. Başvurucuların tarafı
oldukları uyuşmazlığa ilişkin başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet ve İbrahim Güner bakımından dokuz yılı aşkın süredir
ve başvurucu Hasan Şendur bakımından sekiz yıldır devam eden yargılama süresi
nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucular
Mustafa Akpınar, Maruf Beçet ve İbrahim Güner’e net
6.650,00 TL, başvurucu Hasan Şendur’a net 5.850,00 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
44. Başvurucular tarafından
maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile
iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından,
başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
45. Başvuruculara 1.500,00 TL
vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
46. Başvuruya konu yargılamanın,
başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet ve İbrahim
Güner bakımından dokuz yılı aşkın süredir ve başvurucu Hasan Şendur bakımından
sekiz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal
ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama
dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam
etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede
sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin
ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların;
1. Adil
yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
3. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucular Mustafa Akpınar, Maruf Beçet
ve İbrahim Güner’e ayrı ayrı net 6.650,00 TL, başvurucu Hasan Şendur’a net
5.850,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların
tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE, adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların harçtan muafiyetine,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
10/3/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.