Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17362
Karar No: 2015/1693
Karar Tarihi: 11.02.2015

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/17362 Esas 2015/1693 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı şirketin, dava konusu markalarını incelemeye esas alınan 15.11.2007-15.11.2012 tarihleri arasında “şort, t-shirt, bady, pantolon, pardesü, ayakkabı, eşofman, sweat, parka, etek, takım elbise, gömlek, kravat, mont, elbise, yelek, hırka, kot, atlet, tayt, ceket, külotlu çorap, yaka, bot, don, eldiven, kapri, süveter, kemer, çorap, mayo, patik, pijama, ana kucağı, havlu, boxer, şort, rüzgarlık, çizme, kaban, atkı, şapka, fanila, kazak, tulum, abiye, gecelik ve bermuda” ürünlerinin perakende satışını yaparken kullandığı ancak 18. sınıfa dahil emtialar üzerinde kullanımı ispatlanamadığı gerekçesiyle dava kısmen kabul kısmen reddedilmiştir. Kararda 556 sayılı KHK’nın 42/1-c bendi Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla iptal edilmiş fakat aynı KHK’nın 14. maddesi uyarınca 18. sınıf emtia yönünden kullanmama nedeniyle dava konusu markanın iptali olarak anlaşılacak olması sebebiyle temyiz itirazları reddedilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi ve 42/1-c bendidir.
11. Hukuk Dairesi         2014/17362 E.  ,  2015/1693 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/04/2014 tarih ve 2012/248-2014/80 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirketin kullanmadığı 181765 sayılı “... ... şekli” ve 2004 12376 sayılı “...” markalarının hükümsüz kılınması gerektiğini, zira davalının markasını kullanmadığının 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/362 D. İş dosyası ile sabit olduğunu, bu dosya ile yapılan tespitte davalı şirketin faaliyette olmadığının ve kapalı olduğunun belirlendiğini, yine 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/23 D. İş sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde davalının iki adresinde yapılan incelemede faaliyete rastlanmadığı oysa, davalının dava konusu markaları kullanmamasına karşın müvekkili aleyhine marka tecavüzü davası açtığını ve kötüniyetli olarak müvekkilinin kullanımını engellediğini, davanın halen 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2010/205 E. sayılı dosyasında görülmekte olduğunu, davalının kötü niyeti sebebiyle bu Davayı açmak zorunda kaldıklarını, davalının 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinde belirtildiği gibi bir kullanımı olmadığını belirterek, anılan markaların fiilen 5 yıldır kullanmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin 181765 sayılı “... ... şekli” ve 2004/12376 sayılı “...” markalarını tescil ettirdiği tarihten bu yana kullandığını, halen de kullanmakta olduğunu, davacının 1. ve 8. Sulh Hukuk Mahkemeleri"ne yaptırdığı tespitlerin geçersiz olduğunu, zira iki tespitin de yokluklarında yapıldığını ve bilirkişi raporlarının kendilerine tebliğ edilmediğini, 8. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin yaptığı tespitin müvekkilinin eski adresinde gerçekleştirildiğini, davacının marka tecavüzü eylemlerine karşı müvekkilinin açtığı davaları engellemek ve geciktirmek amacıyla işbu davanın açıldığını, 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2010/728 ve 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/260 E. sayılı dosyalarında marka tecavüzünün men"i davalarının sürdüğünü, ayrıca ceza soruşturmasının da devam ettiğini, davacının hissedarı olduğu davalı şirketin zararına olacak şekilde işyeri açtığı ve tecavüzde bulunduğu iddiasıyla tedbir istemli olarak açılan dava sürerken bu ısrarlı tutumundan vazgeçmeyerek ikinci bir işyeri daha açtığını, hukuka aykırı eylemleri sürerken de müvekkilinin haberi olmadan tespit yaptırdığını ve huzurdaki davayı açtığını, davalının kötüniyetli olduğunu ve davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının, dava konusu "..." ibareli markalarının incelemeye esas alınan 15.11.2007-15.11.2012 tarihleri arasında “şort, t-shirt, bady, pantolon, pardesü, ayakkabı, eşofman, sweat, parka, etek, takım elbise, gömlek, kravat, mont, elbise, yelek, hırka, kot, atlet, tayt, ceket, külotlu çorap, yaka, bot, don, eldiven, kapri, süveter, kemer, çorap, mayo, patik, pijama, ana kucağı, havlu, boxer, şort, rüzgarlık, çizme, kaban, atkı, şapka, fanila, kazak, tulum, abiye, gecelik ve bermuda” ürünlerinin perakende satışını yaparken kullandığı, her iki marka bakımından da 25. sınıftaki emtialar ile 35. sınıfın 06. paragraftaki hizmetler yönünden hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı; ancak dava konusu her iki markalanın 18. sınıfa dahil emtialar üzerinde kullandığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, davalının 181765 (96/014752) ve 2004/12376 nolu markalarını 18. sınıf kapsamındaki emtialar üzerinde kullandığını ispatlayamadığı, bu sebeple somut olayda 18. sınıf yönünden 556 sayılı KHK m.14 yollaması ile m.42/1-c ve m.42/son çerçevesinde hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemenin ek kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 556 sayılı KHK’nın 42/1-c bendi Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla iptal edilmiş ise de, mahkemece bu madde hükmüne dayanarak verilen hükümsüzlük kararının aynı KHK’nın 14. maddesi uyarınca 18. sınıf emtia yönünden kullanmama nedeniyle dava konusu markanın iptali olarak anlaşılacak olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi