MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK 204/1, 62/1, 53, TCK 158/1-f-son, 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet


Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanığın katılan ..."ye ev sattığı ve katılanın ev bedelini sanığa ödediği, akabinde evin üzerinde ipotek olduğu anlaşılınca sanığın katılana, ev satımı için ödediği paralara karşılık arkaları ciro edilmek suretiyle dosyaya konu 1 adet 7.000 TL meblağlı... Banka ait çek,1 adet 6.750 TL meblağlı ... Banka ait çek,1 adet 5.500 TL meblağlı ...Banka ait çek,1 adet 9.100 TL meblağlı ..."a ait çek,1 adet 12.000 TL meblağlı ... Bankasına ait çek ve 1 adet 6.450 TL meblağlı ...Bankasına ait çek,1 adet 9.300 TL meblağlı ... bankasına ait tamamı sahte olan yedi adet çeki aynı anda verdiği iddia olunan olayda;
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın katılana davaya konu sahte çekleri verdiği, bu yolla sahte olduğunu bildiği çekleri kullandığı anlaşılmakla, sanığın mahkumiyetine dair mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi, ancak;
Sanığın TCK’nın “53. maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğunun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” sürmesine karar vermek gerektiği gözetilmeden, 53. maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturulması,
Yasaya aykırı olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASI; ancak bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan vekilinin ve tanık ...’un; sanığın satışı kararlaştırılan ev için katılandan aldığı ancak satış iptaline rağmen iade edemediği paranın ödemesi amacı ile sonradan davaya konu bu çekleri katılana verdiği ve sanığın da katılana borcu olduğunu kabul ettiği yönündeki beyanları dikkate alındığında; sanığın önceden var olan borcun ödenmesi amacı ile bu çekleri verdiği, var olan borcun ödenmesi sırasında hile yapılması durumunda menfaat temininin önceden gerçekleştiği dikkate alınarak dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı gözardı edilmek sureti ile, sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaati belli ise; TCK"nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun"un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının toplam çek bedeli 37.100 TL iken 3701 günden başlatılmak sureti ile belirlenmesi gerekirken 2805 günden başlatılarak belirlenmesi sureti ile eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın sübuta dair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine 09/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.