
Esas No: 2019/4770
Karar No: 2022/2052
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4770 Esas 2022/2052 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanık, 2009 ve 2010 yıllarında sahte belge düzenlemek suçundan mahkumiyet kararı aldı. Ancak, yapılan temyiz incelemelerinde suçun olağanüstü dava zamanaşımına uğradığı tespit edilerek sanık hakkındaki kamu davası düştü. Diğer yönleri incelenmeyen hükümler bozuldu ve yeniden yargılama yapılması gerekmeksizin karar verilmesi mümkün olduğu belirtildi.
2010 yılına ilişkin hükme yönelik temyiz incelemesinde ise, sanığın savunmaları üzerine maddi gerçeğin belirlenmesi için dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesi gerektiği kaydedildi.
Ayrıca, hüküm fıkrasında yanlış ceza türü belirlendiği, sanığın savunma hakkının kısıtlandığı, TCK'nin 53. maddesi uygulamasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği belirtilerek, karar bozdu.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e ve 67/4. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi
- 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu’nun 321. ve 322. maddeleri
- 5728 sayılı Kanun'un 276. maddesi ve 213 sayılı VUK'nin 359/b maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) 2009 takvim yılında sahte belge düzenleme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen suçun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2) 2010 takvim yılında sahte belge düzenleme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın savunmasında, suça konu faturaları düzenleyen şirketin sahibi olduğunu ancak 2010 yılında ailevi sorunları nedeniyle şirketin fiili idaresini yanında çalışan ...'e bıraktığını, ...'ün de trafik kazasında öldüğünü beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1) Sanık tarafından ismi bildirilen ... isimli kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin ve hayatta olup olmadığının tespiti ile sanığın yanında çalışıp çalışmadığının ve suça konu faturaları düzenleyen şirket adına işlemler yapıp yapmadığının araştırılması,
2) İlgili takvim yılına ilişkin temin edilecek faturaların ve suça konu faturaları düzenleyen şirkete ait tarh dosyasında yer alan yoklama tutanaklarının sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını ve ...'e ait olduğunu söylemesi halinde ise faturalardaki ve anılan belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3) Faturalardaki ve yoklama tutanaklarındaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması,
4) Kabule göre de;
a) Hüküm fıkrasında temel ceza belirlenirken uygulama maddesinin, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı "VUK'nin 359/b" olarak gösterilmesi gerekirken, "VUK'nin 359/b-1" şeklinde gösterilmesi,
b) İddianamede sanık hakkında TCK'nin 43/1. maddesinin uygulanması talep edilmediği halde, 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan anılan maddenin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
c) 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10.02.2022 tarihinde oy birilğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.