Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3814
Karar No: 2015/1813
Karar Tarihi: 12.02.2015

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/3814 Esas 2015/1813 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2014/3814 E.  ,  2015/1813 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/12/2013 tarih ve 2011/376-2013/387 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.02.2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı Bankada mevduat hesabının bulunduğunu, davalı tarafından müvekkilinin onayı olmadan bazı ödemeler yapıldığının tespit edildiğini ileri sürerek, toplam 2.690.777,20 TL"nin paraların hesaptan çekildiği tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davaya konu edilen 7 adet işlemdeki imzaların davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, davalı Banka nezdindeki hesabında yapılan işlemlerden 7 adedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı bildirilmiş ve bu işlemlerle müvekkilinin hesabından çekilen toplam (2.690.777,20) TL"nin davalıdan tahsili istenmiş, mahkemece sadece imza incelemesi yapılması yoluyla uyuşmazlığın çözülmesine çalışılmış, bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu 7 adet işleme ait tediye fişlerindeki imzalar ile davacının itiraz etmediği 4 adet işlemdeki imzaların ve daha sonra da 10 adet mukayese belgesindeki imzanın aynı elin ürünü olduğunun tespit edilmesi üzerine, mahkemece davacıya itiraz etmediği bu işlemlere karşı dava açması için süre verilmiş, davacı tarafından bu yönde bir davanın açılmaması üzerine bu kez anılan 14 dekonttaki imzaların davacıya ait olduğu sonucuna varılmış, buna göre dava konusu 7 adet imzanın da davacıya ait olduğu kabul edilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. Oysa kimsenin kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanmasının mümkün olmadığı gibi, yukarıda belirtilen 4 adet işlemden 2 adedi ile davacının hesabına, 2 adedi ile de davacının ortağı olduğu ...."nin hesabına para yatırılmıştır. Bu 4 işlemin iptal edilmesiyle davacının aleyhine bir durum oluşacağından, davacıdan bu 4 adet işlemin iptali için kendi aleyhine dava açmasının beklenmesi hiç mümkün değildir. Dolayısıyla mahkemece uyuşmazlığın çözümü için bu şekilde bir yol izlenmesi doğru olmamıştır.
    Esasen bu türden bir uyuşmazlıkta kural olarak, banka kayıtları ve gerektiğinde paranın gönderildiği savunulan hesaplar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve davalı bankanın yaptığı işlemlerin bankacılık teamül ve uygulamalarına uygun bulunup bulunmadığının, bir bankacı bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi gereklidir. Ancak her uyuşmazlığın kendi koşulları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği de tabiidir.
    Somut uyuşmalıkta ise davacı vekilince 06.06.2007-28.12.2007 tarihleri arasında yapılan 7 adet işlemle toplam (2.690.777,20) TL. tutarındaki paranın, müvekkilinin hesabından izni olmadan çekildiği ileri sürülmüştür. Bu işlemlere ilişkin dekontlarda, anılan paraların tamamının davacıya nakit olarak ödendiği yazılıdır. Davalı vekili ise davacıya kasadan nakit ödemenin söz konusu olmadığını, davacının büyük hisseli ortağı ve yetkilisi bulunduğu ...."ye kendi hesabından para aktarıldığının anlaşılmasını istemediği için bu şekilde işlem yapıldığını, gerçekte paraların davacının hesabından doğrudan şirketin veya şirketin finans müdürü ..."ın hesabına aktarıldığını savunmuştur. Davacı vekili ise bu savunmanın gerçeği yansıtmadığını, paraların kasadan nakit çekildiğinin ispatlandığını bildirmiş, ancak devamında davalı bankanın müvekkili ile ortak olduğu şirketin ve muhasebecisinin aynı kişi gibi kabul edildiğini ileri sürmüştür. Dolayısıyla davacı tarafından da dava konusu paraların kendi hesabından, ortağı olduğu ..... veya muhasebecisi hesabına gönderildiği savunmasına açıkça karşı çıkılmamış, hatta zımnen kabul edilmiştir. Davacının bu zımni kabulü, davanın 19.01.2011 tarihinde açıldığı ve bu kadar yüksek montanlı bir paranın 4 yıl boyunca aranmamasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu gerçeği ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının işbu dava konusu 7 adet işlemden haberdar olduğu ve bu işlemlere icazet verdiği sonucuna varılmaktadır.
    Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru değilse de, HUMK’nın 438/son maddesi uyarınca, hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan, hükmün gerekçe değiştirilerek açıklanan bu değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının gerekçe değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi