2. Ceza Dairesi 2020/1793 E. , 2020/3844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, kamu malına zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
O yer Cumhuriyet savcısının suçu sürüklenen çocuklar hakkında yalnızca iş yerinin dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümleri temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuk ..."nın nüfus kaydına göre 12/10/1998 doğumlu olup 18 yaşını doldurmamış olması nedeniyle 30/04/2013, 10/09/2013, 10/12/2013, 17/03/2015, 06/10/2015 ve 10/11/2015 tarihli duruşmaların kapalı yerine açık yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılması telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun kamu malına zarar verme suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 152/1-a, 31/2. maddelerinde öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun"un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerine göre hesaplanan 6 yıllık dava zamanaşımının 20.08.2013 olan suç tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma suçları ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, kamu malına zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında psikiyatri uzmanı doktor tarafından suçun fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince geliştiğine yönelik rapor düzenlendiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamenin bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Suç tarihi itibari ile 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın lehine olan ve eylemine uyan 6545 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikten önceki haliyle TCK"nın 142/1-a maddesinde temel cezanın 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak öngörüldüğü ve hüküm kurulurken suça sürüklenen çocukların cezalarının alt sınırdan tayinine karar verildiği belirtildiği halde temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak tayin edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
2- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarihli ve 2016/6-986 E., 2018/554 K. sayılı içtihadında, hâkimin 15-18 yaş grubundaki suça sürüklenen çocuk ... hakkında sosyal inceleme raporu aldırma zorunluğu olmadığından rapor aldırılmamasının bozma nedeni yapılamayacağı, ancak neden sosyal inceleme yaptırılmadığına ilişkin gerekçe gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve 12-15 yaş grubundaki suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 sayılı Kanun"un 35/1. maddesi uyarınca zorunlu olduğu halde sosyal inceleme raporu aldırılmadan yazılı biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
4- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçlarından hüküm kurulurken TCK"nın 31/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, aynı Kanun"un 31/3. maddesi gereğince 1/3 oranında indirim yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
5- Suça konu mallardan büyük bir kısmının araştırma sonucu kolluk ekiplerince ele geçirildiği kalan kısmının da yalnızca suça sürüklenen çocuk ... tarafından sakladığı yeri göstermek suretiyle iadesini sağlandığının anlaşılması karşısında, mağdurun 26/11/2014 tarihli duruşmada zararının giderildiğini beyan etmesi üzerine suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçu yönünden 168/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapılmışsa da giderilmesi gerekli herhangi bir zararın kalmadığı dolayısıyla suça sürüklenen çocuk ... hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı, suça sürüklenen çocuk ... açısından ise mağdurdan kısmi iade nedeniyle suça sürüklenen çocuk ... hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterip göstermediği sorularak, sonucuna göre TCK"nın 168/1-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmeden ve uygulama maddesi de 168/2. yerine sehven 168/1. şeklinde yazılarak hüküm kurulması,
6- İş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi nedeniyle suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
7- Mağdurun 26/11/2014 tarihli duruşmada zararın giderildiğini beyan etmesi karşısında, mağdurdan zararının ne zaman giderildiği sorularak suça sürüklenen çocuk ... hakkında, kamu malına zarar verme suçundan hüküm kurulurken zararın soruşturma aşamasında karşılanması halinde, TCK"nın 168/1, kovuşturma aşamasında karşılanması halinde ise TCK"nın 168/2. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturmayla ve uygulama maddesi de 168/2. yerine sehven 168/1. şeklinde yazılarak hüküm kurulması,
8-Adli sicil kaydında belirtilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların suç tarihi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel mahkumiyet niteliğinde olmadığı, iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun niteliği gereği giderilmesi gerekli somut (maddi) bir zararın bulunmadığı, hırsızlık ve kamu malına zarar verme suçlarında da zararların giderildiği nazara alınarak sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, suça sürüklenen çocukların haklarında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği şeklindeki yetersiz gerekçe ile suça sürüklenen çocukların haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
9-Gerekçeli karar başlığında ve hüküm fıkrasında suç adının iş yeri dokunulmazlığını bozma suçu yerine konut dokunulmazlığını bozma suçu olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, hırsızlık suçu bakımından bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 03/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.