4. Ceza Dairesi 2013/449 E. , 2014/4343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başka ilamları bulunması karşısında, tekerrüre esas alınan ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/98 esas 2003/18 karar sayılı ilamının yerine getirme tarihinin üzerinden 3 yıldan fazla sürenin geçtiği gözetilmeden, ilamın TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınması,
Kanuna aykırı, sanık ..."in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, tekkerrür uygulamasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasının çıkarılarak yerine “...Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/152 esas 2009/100 krar sayılı ilamı ile tehdit suçundan TCK"nın 106/1-1 maddesi gereğince verilen 5 ay hapis cezasından dolayı mükerrir olduğu analaşıldığından, TCK"nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/98 esas 2003/18 karar sayılı ilamının esas alınarak belirlenmesine” biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 12/02/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık hakkında TCY’nın 58 nci maddesi uygulanırken dikkate alınan .....Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/98 Esas ve 2003/18 Karar sayılı ilamının yerine getirme tarihinden üç yıldan fazla süre geçmesi nedeniyle, bu ilamın tekerrüre esas alınmaması gerektiği konusunda yüksek çoğunluk ile aynı görüşteyiz.
Ancak, sanık aleyhine temyiz başvurusu olmadığı halde, tekerrüre esas alınan söz konusu ilamı yerine, sanığa ait aynı yer Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/152 Esas ve 2009/100 Karar sayılı ilamının ikame edilmesine iştirak edilmesi mümkün değildir. Tekerrüre esas olmayacak ilamdaki ceza miktarının gözetilmesi ile yetinilmesi de mümkün değildir. Çünkü, sanık hakkında birden fazla ilam olmakla beraber, mahkemece sanığın 2000/98 Esas ve 2003/18 Karar sayılı ilamı tekerrüre esas alınmış, ancak bu ilamın süre bakımından dikkate alınması TCY’nın 58/2 nci maddesine aykırı olduğuna göre, yapılacak iş, bu ilamın hükümden çıkarılmasıdır. Mahkemenin sanık hakkında tekerrür hükmünün uygulanacağına ilişkin iradesinin burada öneminin olmaması gerekir. Bir başka deyişle, tekerrüre esas ilam tekerrüre esas alınmaması gerektiği halde mahkemece tekerrüre esas alındığına göre, sanık hakkında bu ilamın hükümden çıkarılmasıyla yetinilmesi ve diğer bir ilamının bu ilamın yerine ikame edilmemesi gerekir. Eğer mahkemece, ilam belirtilmeden, TCY’nın 58 nci maddesi uygulanmış olsaydı, bu durumda zaten ikameden söz edilmeyip, en ağır suçla ilgili ilam esas alınacaktı. Mahkeme uygulamada belli bir ilamı dikkate almak suretiyle, diğer ilamları dikkate almadığını kabul ettiğine ve uygulamayı böyle yaptığına göre, mahkemenin uygulamak istemediği veya uygulamadığı diğer bir ilamının temyiz davasında dikkate alınması, davasız yargılama olmaz ilkesiyle çelişir. Böyle bir durum ise, aleyhe bozma yasağının gözetilmemesi sonucunu doğurur.
Bu nedenlerle yüksek çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.