
Esas No: 2010/1063
Karar No: 2010/1868
Karar Tarihi: 23.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1063 Esas 2010/1868 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.01.2007 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakma akdine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.07.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı, davacının bakım borcunu yerine getirmediğini, yapılan tasarrufun mirastan mal kaçırmaya yönelik olduğunu, muvazaalı yapıldığını savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmesi taraflarına hak ve borçlar yükleyen bazı yönleriyle talih ve tesadüfe bağlı ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşmeyle bakım borçlusu, bakım alacaklısını bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girerken, bakım alacaklısı da sözleşme konusu mamelek veya bazı malların mülkiyetini bakım borçlusuna geçirmekle mükelleftir. Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin geçerliliği için bakım alacaklısının sözleşmenin yapıldığı tarihte bakım ihtiyacı içinde olması gerekmez. Bakım ihtiyacı sözleşmeden sonra da doğabilir.
Ölünceye kadar bakım sözleşmelerinde, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiası ile feshini isteme hakkı kural olarak bakım alacaklısına aittir. Onun sağlığında kullanmadığı bu hakkı ileride mirasçıların dile getirmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığından dinlenmez.
Somut olayda; davalı, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürmüştür. Gerçekten, bakım sözleşmesinin bakım gözetme karşılığı değil de mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığının savunulması olanaklıdır. Bu durumda da savunmanın 01.04.1974 tarihli, 1/2 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında konulan ilkeler doğrultusunda incelenmesi gerekir. Bunun için de mahkemece bakım sözleşmesinin alacaklısı olan murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumunun ne olduğu, içinde yaşadığı ailenin genel durumu, muris ile aile arasındaki ilişkilerin gidişi, elinde başkaca mal kalıp kalmadığı, yapılan temlikin tüm malvarlığını kapsayıp kapsamadığı hususları tarafların bu konudaki delilleri toplanarak incelenmeli, davalının diğer mirasçılardan mal kaçırma savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenle kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.