8. Hukuk Dairesi 2014/3058 E. , 2014/7252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2012
NUMARASI : 2008/1124-2012/886
B.. A.. ile N.. T.. aralarındaki tapu iptali ve tescil terditli olarak katılım alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 9. Aile Mahkemesi"nden verilen 06.06.2012 gün ve 1124/886 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı N.. T.. bizzat ve vekili Avukat E.. O.. ve karşı taraftan davacı B.. A.. vekili Avukat T.. D.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı B.. vekili, evlilik içinde alınan ve davacının da geliri ile katkıda bulunduğunu açıkladığı dört parça taşınmaz ve bir adet araçla ilgili kayıtlara ait yarı hisselerinin iptali ile davacı adına tesciline, mümkün bulunmaması halinde malların değerinin yarısından az olmamak üzere fazla hakları saklı tutularak 20.000 TL tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı N.. vekili, davacının evlilik sırasında çalışmaya başladığını ve alımlarda herhangi bir katkı sağlamadığını, meskenin ise alımı sırasında davacı ile aralarının açık olduğunu ve evin alımından kadının haberi bile bulunmadığını, ev alındıktan 6 ay sonra davacının bu eve gelerek barışıp birlikte yaşamaya devam ettiklerini, diğer arsalardan birinin yine davalının gelirleri ile alınıp evlilik içinde ihtiyaçlar için satıldığını, diğer iki taşınmazın ise davalıya ait olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının Ankara ili Çankaya Huzur Mahallesinde bulunan 25419 ada parseldeki taşınmaza katkısı sebebi ile talep olunan 20.000 TL katkı alacağının dava tarihi olan 27.09.2007 tarihinden geçerli, fazlaya ilişkin hakkını saklı tuttuğundan 10.210 TL"nin ise ıslah tarihinden geçerli yasal faizi ile birlikte, ayrıca 1401 ada parsele karşılık gelen kooperatif hissesi sebebi ile de 9.163,32 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bu kooperatif hissesinden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 11.12.1983 tarihinde evlenmiş, 23.06.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 15.05.2007 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK"nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM"nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK"nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Davacı tarafından dava konusu yapılan 1094 ada parsel 10.08.2005 tarihinde A.. A.. Ç.., 1094 ada parsel 05.07.2005 tarihinde Ali Tamyüksel, 25419 ada parseldeki 11 numaralı mesken 23.11.1997 tarihinde N.. T.., 1401 ada parsel ise 05.02.2004 tarihinde N.. T.. adına satın alınarak tapuya tescil edilmiştir. TFL plakalı Renault Brdoadway marka 1995 model araç ise 21.09.1994 tarihinde N.. T.. adına satın alınarak trafiğe tescili yapılmıştır. Bunlardan 1401 ada parsel numaralı taşınmaz evlilik devam ederken 28.12.2005 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satılarak tapuda devredilmiştir. Davacının talebi edinme tarihleri de gözetildiğinde katkı payı ve katılma alacağına ilişkindir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, 1094 ada ve parsellerle davalının bir irtibatı kurulamadığına, bu taşınmazların dava dışı üçüncü kişilere ait olduğuna, 25419 ada parseldeki 11 numaralı meskenin alım tarihi itibarıyla mal ayrılığı rejimi geçerli olup alım tarihi öncesi her iki tarafın da çalışarak gelir elde ettiğine, tarafların toplam gelirleri, kişisel harcamaları ile TKM’nin 152. maddesi gözetilerek bulunan katkı oranı ile bu katkı oranının çarpılması neticesi katkı payı alacağı hesabı gerekmekte olup Mahkemece davacı gelirini alım değerine oranlama ile katkı oranı ve katkı payı alacağını hesaplayan bilirkişi raporuna itibar edilmesi doğru değil ise de taraf gelirleri ve doğru usule göre yapılacak hesaplama dikkate alındığında hatalı yöntem ile bulunan % 31,80 katkı oranının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun görüldüğüne, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen 1401 ada parsel yönünden tarafların gelir elde edip etmemelerinin önemi olmayıp davacının katılma alacağı hakkının yasadan kaynaklandığına, bu davalarda uygulanması gereken hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri de gözetildiğinde davacının bankadan çektiği nakit para ve davacının katkı payı alacağı isteğinde bulunduğu araç bakımından Mahkeme takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı lehine 20.000 TL katkı payı alacağı ile 9.163,32 TL. katılma alacağına hükmedilmesi yerinde olup davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıda yazılı hususlar dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE,
Ancak, Mahkemece davalı taraf kabul etmemekle beraber davacı tarafın 05.05.2011 tarihli duruşmadaki taleplerinin davayı ıslaha yönelik olduğu kabul edilerek 10.210 TL ile ilgili de hüküm kurulmuştur. Dosya incelendiğinde dava dilekçesinde davacı tarafından fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 20.000 TL talep edildiği görülmektedir. Gerek dosya üzerinden yapılan incelemede gerekse eksikten gelen taraf vekillerinin cevabından davanın ıslah edildiği anlaşılamamaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından tarihsiz, Hakim havalesi olmayan ve harcı da yatırılmayan ıslah talebini içeren dilekçe eksik sonrası dosya arasına sunulmuş ise de yargılama sırasında sunulup sunulmadığı tereddütlü olduğu gibi ıslah harcının da yatırılmadığı sabit olan bu dilekçesinin ıslah dilekçesi olarak kabulü mümkün değildir. Mahkeme gerekçesinde yazılı bulunan 05.05.2011 tarihli yargılama oturumunda da davada usul ve yasaya uygun bir ıslah yapılmadığı, davacı vekilinin ek rapora karşı itirazlarını sunduğu, davalı vekilinin bu dilekçedeki açıklamalara cevaben ıslahı kabul etmediğini bildirdiği görülmektedir. Davacı vekili 22.12.2011 tarihli yargılama oturumunda ıslah dilekçesini sunduklarını ve Mahkemenin bu sebeple ıslahı dikkate aldığını iddia etmiş ise de anılan yargılama oturumunda davacı vekili mazeret bildirerek bilirkişi raporuna karşı açıklamalarda bulunduğu dilekçe sunmuştur. Yine verilmiş bir ıslah dilekçesi yoktur. Eksik sonrası davacı vekili 03.02.2014 tarihli dilekçesinde de açıkça ıslah harcını tamamlamadıklarını ancak temyiz ile birlikte harcı yatırdıklarını açıklamaktadır. Tüm bu açıklamalar karşısında ıslah harcı yatırılmadığı da dikkate alınarak davanın usule uygun şekilde ıslah edilmediği kabul edilerek taleple bağlı kalınması ve davacı lehine hükmedilen 20.000 TL dışında kalan fazla alacak kısmı ile ilgili olarak davacının haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi gerekirken, davada ıslah yapılmış gibi fazla kısımla ilgili de yazılı şekilde 10.210 TL"ye de hükmedilmesi, bu şekilde talebin aşılması doğru olmamıştır.
Ayrıca katkı payı alacağı niteliğindeki 20.000 TL"ye dava tarihinden geçerli yasal faize hükmedilmesi doğru ise de, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken edinilmiş olan 1401 ada parselle ilgili hesaplanan alacak katılma alacağı niteliğinde olduğundan, bu taşınmazla ilgili karar verilen 9.163,32 TL"ye karar tarihinden geçerli olacak şekilde yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde dava tarihinden geçerli yasal faize hükmedilmiş olması da doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve Yasaya aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca ıslahla ilgili hükmedilen bölüm ve 9.163,32 TL. yönünden işletilen faiz tarihine yönelik olarak BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve
taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 448,65 TL peşin harcın istek halinde davacı B.. A.."e iadesine ve 449,00 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalı N.. T.."e iadesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.