Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7086
Karar No: 2014/7270
Karar Tarihi: 15.04.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/7086 Esas 2014/7270 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/7086 E.  ,  2014/7270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 04/12/2012
    NUMARASI : 2012/229-2012/1619

    M.. T.. ile G.. T.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasının reddine dair Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi"nden verilen 04.12.2012 gün ve 229/1619 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 1991 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde elde edilen gelirlerin davalı eş tarafından değerlendirildiğini, ortak gelirle alınan dava konusu 3704 ada parsel üzerindeki 4 nolu bağımsız bölümün muvazaalı olarak paylı mülkiyet şeklinde davalı eş ve annesi G.. adına tescil edildiğini, davalı eşin adına kayıtlı 1/2 payın ortaklıktan mal kaçırmak maksadıyla 12.07.2006 tarihinde annesi G.. G..’ye devredildiğini açıklayarak, devredilen 1/2 paya ilişkin muvazaaya dayalı temliki tasarrufun iptaline, mümkün olmaması halinde, devir tarihindeki gerçek değeri belirlenerek yasal faiziyle birlikte müteselsilen davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, husumetin doğru yöneltilmediğini, taşınmazın Gülsüm üzerinde kayıtlı olduğunu, vekil edeni G.. E..’nun taşınmazda malik olmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmazın vekili edenlerinin malı olup, davacı tarafından katkı yapılmadığını, müvekkillerinin malları üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar, 17.06.1991 tarihinde evlenmişler, 01.11.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 01.12.2011 tarihinde boşanmışlardır. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun m.202, 4722 sayılı Kanun m.10).Eşler arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.Dava konusu 3704 ada parsel üzerindeki 4 nolu bağımsız bölüm,17.09.2002 tarihinde satış yoluyla paylı mülkiyet şeklinde davalılar adına tescil edilmiş, davalı G.. E.. üzerindeki 1/2 pay 12.07.2006 tarihinde satış yoluyla davalı diğer paydaş G.. G.. adına tescil edilmiştir.

    Davacı vekili dava dilekçesinde, yurtdışındaki çalışmalardan elde edilen gelirlerin davalı G.. E.. tarafından değerlendirildiğini, evlilik birliği içerisinde alınan taşınmazın muvazaalı olarak 1/2 oranında annesi G.. adına tescil edildiğine ve adına kayıtlı 1/2 payın da ortaklıktan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek, muvazaaya dayalı temliki tasarrufun iptaline olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin davalılardan alınmasını istemiştir. Mahkemece de muvazaanın kanıtlanamadığı, kayıt maliklerinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğu, taraflara ait dava dışı başka bir taşınmaz hakkında benzer nedenlerle Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"ne açılan davanın reddine karar verildiği açıklanarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava konusu 4 nolu bağımsız bölüm, yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınmıştır. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi taleple bağlılık ilkesi de ihlal edilmiştir. Şöyle ki; “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan HMK.nun 26. (HUMK.nun m. 74) maddesine göre “hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” HUMK.nun 74,75 ve 76. maddeleri uyarınca (6100 sayılı HMK.nun 26, 33 m.) Hakim, tarafların hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, Türk Kanunlarını re"sen uygulamakla yükümlüdür. Hâkimin tarafların bildirdikleri vakıalar ile bağlı olması bu kurala aykırı değildir. Çünkü tarafların bildirdikleri vakıalara uygulanacak hukuk kaidesini bulmak ve uygulamak tamamen Hâkimin işidir. Taraflar ileri sürdükleri vakıaların mahiyeti hakkında yapmış oldukları hukuki tavsif ve sebepler Hâkime yardımcı olursa da bunlarla asla bağlı değildir. (Bkz. Prof Dr. B.. K.., Hukuk Muhakemeleri Usulü Üçüncü Baskı Sayfa 348; Prof. Dr. S.. Ü.., Medeni Yargılama Hukuku Cilt: 1, Sayfa 200). Dava dilekçesinin tavsifi Hâkime ait olup, tarafların iddia ve savunmaları doğru algılanmalıdır. Dava dilekçesi ile yargılama sırasındaki açıklamalardan davanın muvazaaya dayalı temliki tasarrufun iptali, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin iadesi isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazdan kaynaklanan tasfiye alacağı ya da mal rejiminin tasfiyesi yönünden bir açıklama bulunmamaktadır. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar göz önünde tutularak davacı taraftan, davanın niteliği ve talep konusunda açıklama istenilmemiş, davanın niteliği açıklığa kavuşturulmamıştır.
    O halde; mahkemece taşınmazın alındığı dönem dikkate alınarak dava ve talebin niteliğinin davacı taraftan sorularak açıklığa kavuşturulması, davanın muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin istenilmesi niteliğinde ise 818 sayılı BK.nun 18. maddesi (TBK.nun 19.m.) genel mahkemeler görevli olduğundan dava dosyasının görevsizlik kararı verilerek görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesi, talep; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı ve katılma alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla muvazaalı olarak yapılan temliki tasarrufun iptali niteliğinde ise bu konuda genel mahkemeler görevli olduğundan temliki tasarrufun iptaline ilişkin davanın katılma alacağı davasından tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmek suretiyle gelen mahkemeye gönderilmesi, katılma alacağı yönünden ise mevcut deliller değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, talep ve davanın niteliği belirlenmeden usul ve yasaya aykırı olarak yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Her ne kadar dava Asliye Hukuk Mahkemesi"ne açılmış ve Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek Aile Mahkemesi"ne gönderilmiş ve görevsizlik kararı 23.02.2012 tarihinde kesinleşmiş ise de görevsizlik kararı taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, Aile Mahkemesi tarafından yeniden görevsizlik kararı verilmesine herhangi bir engel bulunmamaktadır.

    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve HUMK"nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi