Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/408
Karar No: 2018/1422
Karar Tarihi: 14.02.2018

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/408 Esas 2018/1422 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2018/408 E.  ,  2018/1422 K.

    "İçtihat Metni"

    Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık ...’ün 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 344. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 2. İcra Ceza Mahkemesinin 01/12/2016 tarihli ve 2016/133 esas, 2016/180 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile yasal koşulları oluşmayan suçtan dolayı sanığın beraatine ilişkin Bakırköy 3. İcra Ceza Mahkemesinin 22/02/2017 tarihli ve 2017/7 ek değişik iş sayılı kararı İstinaf veya Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleşmiştir.
    Bu karara karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13/06/2017 gün ve 94660652-105-34-4747-2017 Kyb sayılı,
    Dosya kapsamına göre;
    "Her ne kadar sanık hakkında Bakırköy 3. İcra Ceza Mahkemesinin 22/02/2017 tarih ve 2017/7 değişik iş sayılı kararı ile “ödeme emrinde icra mühür ve imzasının bulunmaması nedeniyle atılı suçun oluşmayacağı” gerekçesi ile itirazı kabul edilerek sanığın beraatine karar verilmiş ise de, Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/10066 esas sayılı dosyasında görüleceği üzere şikayetçi vekilinin ödeme emrindeki eksikliği 01/02/2016 tarihinde tamamlattığı ve icra ceza mahkemesine yapılan talebin eksikliğin giderildiği tarihten sonraki 21/04/2016-21/05/2016-21/06/2016 tarihlerine ilişkin olduğu anlaşıldığından itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne ve sanığın beraatine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” gerekçesini içeren kanun yararına bozma istemi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımızın 03/07/2017 tarihli ve 2017/38310 sayılı ihbarnamesi ile Yargıtay 19. Ceza Dairesi Başkanlığına sunulmuştur.
    Yüksek 19. Ceza Dairesinin, 13/12/2017 gün ve 2017/3964 esas, 2017/10981 karar sayılı kararı ile özetle; "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bakırköy 3. İcra Ceza Mahkemesinin 22/02/2017 tarihli ve 2017/7 ek değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına" karar verilmiştir.
    Özel Dairenin bu kararına karşı, sanık lehine olmak üzere aşağıda arz ve izah olunan nedenle itiraz edilmesi gerektiği düşünülmüştür.
    İTİRAZ NEDENİ :
    İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık;
    İtiraz mercii olan Bakırköy 3. İcra Ceza Mahkemesince, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne ve sanığın beraatine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle, CMK"nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozma talebinin kabulü ile merci kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmesi halinde, Özel Dairece, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına karar verilip verilmeyeceğinin, yani beraat kararının kanun yararına bozulması durumunda, mahallinde yeniden yargılama yapılıp yapılmayacağının ve bozmanın aleyhe sonuç doğurup doğurmayacağının belirlenmesine ilişkindir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenen kanun yararına bozma kurumu; hakim veya mahkemelerce verilip istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir yasa yoludur.
    5271 sayılı Kanun’un 309. maddesinin 4.fıkrasında, kanun yararına bozma sonrası yapılacak işlemler, bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ve bozma kararının etkileri, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak ayrıntılı olarak gösterilmiştir.
    Düzenlemede; kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken, öncelikle ‘karar’ ve ‘hüküm’ ayrımı gözetilmiş ayrıca mahkumiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
    Bozma nedenleri;
    5271 sayılı Kanun"un 223"üncü maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, 309.maddenin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hakim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
    Mahkumiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hakim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.
    Davanın esasını çözen mahkumiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, ‘tekriri muhakeme’ yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.
    4’üncü fıkranın (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.
    Görüldüğü üzere, bir karar veya hükmün kanun yararına bozulmasının ilgili aleyhine sonuç doğurup doğurmayacağı, bozma sonrasında kararı veren hakim veya mahkemece yeni bir inceleme, araştırma ve yargılama yapılıp yapılmayacağı, hangi hallerde Yargıtay’ın doğrudan hükmetme yetkisinin bulunduğu maddede sıralı ve ayırıcı biçimde düzenlenmiştir. Kanuni düzenleme ile kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama belirlenirken “karar” ve “hüküm” ayrımı gözetilmiş, ayrıca mahkumiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
    Yargılamanın değişik aşamalarında gerek hakimlik makamı gerekse mahkemeler tarafından farklı nitelikte kararlar verilmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223.maddesinde bu kararlardan hangilerinin hüküm olduğu açıklanmıştır. Buna göre; ‘mahkumiyet, beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararları’ birer hükümdür. Yine ‘adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararları’ da yasa yolu bakımından hüküm sayılır.
    Bunlardan mahkumiyet, beraat, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbirlerine hükmedilmesine dair hükümlerin uyuşmazlığı sona erdiren, davanın esasını çözen nitelikteki hükümler oldukları konusunda öğretide genel bir mutabakat bulunmaktadır.
    03.06.1936 gün ve 129-11 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da; zamanaşımı, genel af ve davadan vazgeçme gibi düşme nedenlerinden birine dayanılarak verilen mahkeme kararlarının da davanın esasını çözümleyen ve suçlular hakkında kazanılmış hak sağlayan kararlardan olduğu vurgulanmıştır.
    Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararları, yasa yolu bakımından hüküm sayılmakla birlikte, davanın esasını çözen nitelikteki kararlardan değildir. Ayrıca, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223.maddesinde sayılan hüküm çeşitleri arasında yer almayan durma kararlarının da davanın esasını çözen kararlardan olmadığı açıktır.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 4.fıkrasının (a) bendi gereğince bozma, aynı Kanun’un 223.maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise kararı veren hakim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Kararı veren mahkeme veya hakimce bozma doğrultusunda yeniden bir karar verilmesi yasa gereği zorunludur. Ayrıca bu tür kararların kanun yararına bozulmasının ilgililer aleyhine sonuç doğurmayacağına dair bir kurala ilgili maddede yer verilmemiştir. Uygulamada Yargıtay tarafından (a) bendi kapsamına giren kararların kanun yararına bozulmasına ve anılan bent uyarınca bozma kararı doğrultusunda kararı veren hakim veya mahkemece gereken kararın verilmesini sağlamak üzere ‘müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine’ karar verilmektedir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesinin 4.fıkrasının (c) bendi gereğince kanun yararına bozma istemi, davanın esasını çözüp de mahkumiyet dışında kalan hükümlere ilişkin ise, aleyhe sonuç doğurmaz ve yeniden yargılama da yapılamaz.
    Mahkumiyet hükmünde, bozma sonrası yapılacak uygulamalar bozma nedenine göre farklı düzenlendiği halde, mahkumiyet dışındaki davanın esasını çözen kararların bozulmasının sonuçları açısından bozma nedenine göre bir ayrım yapılmamıştır. Mahkumiyet hükmü dışında kalan davanın esasını çözen hükümlerin hangi nedenle olursa olsun kanun yararına bozulması, aleyhe tesir etmeyecek ve yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmeyecektir. Bu hükümlerin, kanun yararına bozulmasının aleyhe sonuç doğurmayacağı ve yeniden yargılama yapılmayacağı yasanın açık hükmü gereğidir.
    Bu itibarla, itiraz merciince itiraz üzerine yapılan itirazın kabulü ile yasal koşulları oluşmayan nafaka hükümlerine uymamak suçundan dolayı sanığın beraatine dair Bakırköy 3. İcra Ceza Mahkemesinin 22.02.2017 ve 2017/7 ek Değişik İş sayılı kararınının, Özel Dairece CMK’nun 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek ve yeniden yargılama yapılmamak üzere kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekirken, CMK’nun 309/4. maddesi uyarınca bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
    SONUÇ VE İSTEM :
    Yukarıda açıklanan nedenle;
    Dairenizin, 13/12/2017 gün ve 2017/3964 esas, 2017/10981 sayılı kararının kaldırılması,
    Adalet Bakanlığının haklı nedene dayanan kanun yararına bozma isteminin kabulü ile, Bakırköy 3. İcra Ceza Mahkemesinin 22.02.2017 ve 2017/7 Ek Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesinin 4.fıkrasının (c) bendi uyarınca “aleyhe tesir etmemek ve yeniden yargılama yapılmamak üzere bozulmasına” karar verilmesi,
    İtirazın, Yüksek Dairenizce yerinde görülmemesi halinde ise de, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, itirazen arz ve talep olunur. isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR:
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/01/2018 tarih ve 2017/38310 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan 6352 sayılı Kanun ile değişik CMK"nın 308/3. maddesi gözetilerek itirazın kabulüne,
    2-Dairemizin 13/12/2017 tarih ve 2017/3964 Esas 2017/10981 sayılı bozma kararının kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bakırköy 3. İcra Ceza Mahkemesinin 22/02/2017 tarihli ve 2017/7 ek değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, 14/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi