11. Hukuk Dairesi 2014/17366 E. , 2015/2189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/02/2014 tarih ve 2013/67-2014/31 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin...., ...., ...,... ... no"lu ve “...", "... ...", "...", "... ...", "..." ibareli tanınmış markalar ile .... no"lu "..." tasarımının sahibi olduğunu, davalının ... no"lu “...” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin başvuruya itirazının ... tarafından reddedildiğini oysa, “...” ibaresi taşıyan markaların ilk kez müvekkili tarafından tescil edilmiş olup, müvekkilinin bu marka üzerinde öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu ayrıca kullanımla da ayırt edicilik kazandırıldığını, müvekkili markaları ile davalı başvurusunun benzer olup, haksız rekabet ve iltibas yarattığını, KHK"nın 8/4 maddesi uyarınca da başvurunun tescilinin mümkün olmadığını, tüketicilerin bu markayı müvekkilinin seri markası olarak algılayacağını, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ... "nın 27.1.2011 tarih, 2013-M-773 sayılı kararının iptaline ve .... no"lu markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, markaların farklı olup, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, tescille haksız yarar sağlanacağı, markanın itibarına zarar verileceği iddialarının da dayanaksız olduğunu, kaldı ki müvekkilinin .... no"lu "..." ve .... no"lu "..." ibareli markalarının başvuru yönünden kazanılmış hak teşkil edeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvurunun “...” "den, itiraza dayanak markaların ise “...+....", "... ...", "...", "... ...", "..." “..." ibarelerinden oluştuğunu, başvurudaki çocuk ekmeği kelimelerinin tescil kapsamındaki ekmekler emtiasının alt türünü tanımladığından yardımcı unsur niteliğini taşıdığı, şeklin de açıkça öne çıkan, baskın bir markasal unsur olmadığı, bu çerçevede başvurunun asıl unsurunun davalının şemsiye ya da lider markası olan “...” ve "..." ibarelerinden oluştuğu, "..." ibaresinin "miktar veya nitelik olarak
artmak, güçlenmek, gelişmek" anlamına geldiğinden yardımcı unsur konumundaki “çocuk ekmeği” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, özellikle çocuklara yönelik gıda maddeleri bakımından, büyümeye, gelişmeye katkısı olan, yararlı, besleyici olduğuna yönelik gönderme içeren dolaylı da olsa amaç ve nitelik belirten bir ifade olup, düşük düzeyli, zayıf bir ayırt ediciliğe sahip olduğundan başvuruda asıl içinde de "..." ibaresinin ön plana çıktığı, davacı markalarından “...+...." ibareli markanın 30. sınıftaki dayanıklı ekmek “(....)" malları yönünden tanınmışlığının kabulü gerektiği ancak, “-....” ibaresinin ekmek kelimesinin son hecesinden üretilmiş olması da dikkate alındığında, tanınmış bu markanın da bir bütün olarak korunabileceği yani, ancak benzer işaretlere karşı koruma sağlayacağı, her türlü “-....” ile biten kelimenin benzerliğinden söz edilmeyeceği zira, ortalama tüketicinin markaları gördüğünde, son ekten yeterince uzaklaştıran, özellikle somut olayda olduğu üzere, anlam farklılığı bulunan kelimeler oluşturacak şekilde yeterli ilaveler yapıldığında, karıştırma ihtimalinin ortadan kalkacağı, karıştırma ihtimalinin varlığı kabul edildiğinde dahi, davalının .... no"lu "..." ibareli markasının başvuru yönünden kazanılmış hak teşkil edeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.