8. Hukuk Dairesi 2013/6482 E. , 2014/7419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Besni 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2012
NUMARASI : 2011/363-2012/263
V.. K.. ile H.. H.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Besni 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 05.07.2012 gün ve 363/263 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı H.. H.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı H.. H.. adına kayıtlı parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan yaklaşık 600 m2"lik kısmı Köy Tüzel Kişiliği"nden satın aldığını, taşnmaz üzerinde 1982 yılından beri nizasız, fasılasız, malik sıfatıyla zilyet olduğunu ileri sürerek bu yerin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı H.. H.. vekili, dava konusu taşınmazın Devlet"in hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, ham toprak vasfıyla H.. H.. adına tescil edildiğini, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, davacı lehine kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 745 numaralı parsel içerisinde kırmızı kalem ile boyalı A harfi ile belirtilen 516,14 metrekare taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davalı H.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında 766 sayılı Yasa"nın 2. maddesi uyarınca tescil harici bırakılan bir yer olup, 30.05.2008 tarihinde idari yoldan ham toprak niteliğiyle H.. H.. adına tescil edildiği, davacı tarafın, 1982 yılında bu yeri Köy Tüzel Kişiliği"nden bedeli karşılığı satın aldığı ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 20 yılı aşkın süredir devam ettiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu anlaşılmakta olup; buna göre, davacının, dava konusu taşınmazı Köy Tüzel Kişiliği"nden haricen satın alması hukuken geçersiz ise de zilyetlik ve imar ihya ile mülkiyeti kazanma koşullarının idari tescil tarihine kadar davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin Mahkemece yöntemine uygun biçimde araştırılması gerekmektedir. Zilyetlik 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille ispat edilebilecek maddi olgulardandır. O halde, Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince Kaymakamlık Makamı aracılığıyla belirlenecek yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler ve varsa taraf tanıkları ile taşınmaz başında keşif yapılarak yerel bilirkişilerden taşınmazın mevkii, sınırları ve niteliği konusunda bilgilerine başvurulması, taraf tanıklarından imar ihya ve zilyetlik konusunda zaman ve yer belirtilerek ayrıntılı beyanlarının alınması ve keşif zaptında beyanlarının ayrı ayrı belirtilmesi gerekmektedir. Bundan ayrı, uzman ziraat mühendisi aracılığıyla dava konusu taşınmazın, komşu parsellerin tespit tarihleri dikkate alınarak, tapulama çalışmalarının yapıldığı tarihte niteliği itibariyle imar ihyaya tabi yerlerden ise taşınmazda imar ihyanın tamamlandığı tarihin ve kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususları hakkında denetime açık, bilimsel içerikli rapor alınması; tüm bu bilgi ve beyanların tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli krokiye yansıtılması, takdiri deliller ile bilimsel deliller arasında mübayenet olduğu takdirde uzman bilirkişi raporuna itibar edilmesi, toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalı H.. H.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.