
Esas No: 2022/26
Karar No: 2022/1319
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/26 Esas 2022/1319 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi, hükümlüye resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından 3 yıl 9 ay hapis ve 40.000 TL adli para cezası vermişti. Ancak Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün kanun yararına bozma istemi sonucunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbarnamesi ile kararın bozulmasına karar verildi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, hükümlünün yargılaması sırasında antisosyal kişilik bozukluğu olduğuna dair beyanda bulunulmadığına dikkat çekerek, Adli Tıp Kurumu tarafından raporun düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Ancak bu hususun mahkemece bilinmeyen bir husus olmasına rağmen, yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesinde hükümlünün Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tanzim edilen 06.05.2003 tarihli raporda \"antisosyal kişilik bozukluğu\" şeklinde tanısının bulunduğu tespit edildi. Bu nedenle yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmedi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca karar bozuldu. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 43/1 ve 158/1-f-son maddeleri sanığın cezalandırılmasına yönelik maddeler
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 02.11.2021 tarih ve 2021/21000 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24.12.2021 tarih ve KYB-2021/137020 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ...'ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 43/1 ve 158/1-f-son maddeleri gereğince 3 yıl 9 ay hapis, 4 yıl hapis ve 40.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.10.2009 tarih, 2009/183 Esas ve 2009/292 Karar sayılı kararının, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 29.09.2010 tarihli, 2010/8139 Esas ve 2010/10300 Karar sayılı ilamı onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli, 2009/183 Esas ve 2009/292 Karar sayılı ek kararının; "Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.12.2020 tarihli, 2020/24371 Esas ve 2020/19540 Karar sayılı ilamında, "...hükümlünün yargılama sırasında “antisosyal kişilik bozukluğu” olduğuna ilişkin beyanda bulunulmadığı gibi bu konuda dosyada herhangi bir bilgi ve belge de bulunmaması, Gölcük Deniz Hastanesi'nin, suç tarihinden önce düzenlenen, hükümlüde “antisosyal kişilik bozukluğu (kronik nitelik kazanmış)” olduğu ve askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık kurulu raporunun hükmün kesinleşmesinden sonra ibraz edilmesi karşısında; anılan raporun, 5271 sayılı CMK’nin 311/1-e maddesi kapsamında yeni delil ortaya konulması olarak değerlendirilerek, 5237 sayılı TCK’nin 32. maddesine göre hükümlünün suç tarihinde akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca düzenlenecek rapor ile tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair karara itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/784 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin gereğince kanun yararına BOZULMASINA,." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.10.2009 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz ettiği Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tanzim edilen 06.05.2003 tarihli raporda hükümlünün "antisosyal kişilik bozukluğu" şeklinde tanısı bulunduğunun tespit edildiği ve mahkemesince yapılan yargılama aşamasında da anılan hususun ileri sürülmediğinin anlaşılması karşısında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle, hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması gerektiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli, 2009/183 Esas ve 2009/292 Karar sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükümlü hakkındaki infazın durdurulmasına, başka suçtan tutuklu yada hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.