17. Hukuk Dairesi 2014/20806 E. , 2017/6538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 06/8/2004 günü davalı ...."un diğer davalı ...."ın aracı ile .... kavşağına doğru seyir halinde iken, trafik durumunu kontrol etmeksizin aniden sol şeride geçtiğini, kavşağı dönmek istediğini, bu sırada aynı yerde motosiklet ile seyir halinde bulunan davacı müvekkilin seyir halindeki şeridini kapatmak sureti ile davacı müvekkilin kullandığı aracın, davalının kullandığı aracın arkasına çarpmasına sebebiyet verdiğini, ve bu sebeple de maddi hasarlı ve yaralamalı davaya konu kazanın meydana geldiğini, müvekkilin kulandığı motsorsikleti tamir ettirmek zorunda kaldığını, davacı müvekkilinin 1,5 sene tedavi gördüğünü, hafıza kaybı yaşadığını, vücudunun bazı yerlerinde kalıcı yara izleri oluştuğunu, davacının tedavileri sırasında bir çok masraf yaptığını, seyahatleri sebebi ile ulaşım araçlarına bedel ödediğini, davacının bir buçuk yıl çalışamadığını, kazanç kaybına uğradığını, bütün bunlar karşısında büyük elem ve acı duyduğunu, hafıza kaybı sonucu nişanlısından ayrılmak zorunda kaldığını belirterek 80 bin TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 06/8/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, 40 bin TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/8/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve..."den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili açıklama dilekçesi ile maddi tazminat talebinin 72.000,00 TL sinin çalışmamaktan kaynaklanan gelir kaybı, 5600 TL sinin ulaşım ve tedavi gideri, ve 2400 TL sinin motorsiklet hasar bedeli olduğunu beyan etmiştir.
Davalı... vekili e; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi ile dava masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı ... Genel sigorta ...vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde; meydana gelen yasa değişikliği sonucu tedavi giderlerinin müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunda olmadığını, bu nedenle davacının tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı ... vekili tarafından; kazanın meydana gelmesinde davalı ..."in bir kusurunun olmadığı, bütün kusurun davacıya ait olduğunu, müvekkilinin taksi şoförlüğü yaptığını, maddi sıkıntılar içinde olduğunu, tüm bu sebeplerle haksız ve yersiz açılan davanın reddine, dava masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkemece; toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısman kabulü ile; 8.175,00-TL.(7500 geçici iş göremezlik + 1375 TL araç hasarI) Maddi tazminatın olay tarihi olan 06/08/2004 gününden itibaren işlemiş yasal faizi ile (davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihi olan 06/08/2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile ve sigorta limiti ile sınırlı olmak koşulu ile) davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacıya ödenmesine; 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/08/2004 gününden itibaren işlemiş yasal faizi ile davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici iş göremezlik tazminatı, araç hasarı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, davacı kaza tarihinde otellerde kuaför olarak çalıştığını, ayrıca kişiye özel saç yaptığını iddia etmektedir. Dosyada mevcut sosyal ekonomik durum araştırmasına göre davacının aylık gelirinin 2.000,00 TL olduğu belirilmiş; dinlenen tanıklar ise davacının yaz sezonunda ünlülerin geldiği otellerde ünlülere saç yaptığını, yaz sezonunda aylık 7.000,00 -8.000,00 TL kazandığını beyan etmişlerdir. Mahkemece davacının kaza tarihinde aylık gelirinin 2.000,00 TL olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.Bu halde Mahkemece, davacının kaza tarihinde herhangi bir otel yada otellerle anlaşması olup olmadığı, var ise bu buna ilişkin belgeleri sunması için süre verilmesi; var ise ... kayıtlarının kaza tarihinden geçmişe doğru getirtilmesi ve kaza tarihindeki gelirinin ne kadar olduğu tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, belirlenen gelirine göre hesaplama yapılması için yeniden aktüer raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-1086 sayılı HUMK"nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Somut olayda, mahkemenin gerekçeli kararında davacının toplam maddi zararının 8.875,00 TL olduğu belirtildiği halde hüküm kısmında "davacının toplam maddi zararının 8.175,00 TL" olduğunun belirtilmesi nedeniyle kararın gerekçesi ile hükmü arasında çelişki ortaya çıkmasına neden olup HUMK’nun 388 ve 389. (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298) maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
4-... Üniversitesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 30.12.2011 tarihli rapora, davacının yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğnde olduğu, maluliyeti bulunmadığı, iyileşme süresinin 90 gün olduğu ve, 45 gün mutad iştigaline engel olduğu belirtilmiştir. Davacının itirazı üzerine...İhtisas Dairesinden alınan 21.08.2013 tarihli raporda;solda fontalde yaygın hömotoraks, forontale doku kayıplı cilt kesileri, kot kısrıklar, yüze cilltem çökük koyu renkli yüzde sabit iz, skarları olduğu, maluliyeti bulunmadığı ve davacının 3 ay iş göremez halinde kaldığı belirtilmiştir. Av.... tarafından düzenlenen 16.08.2012 tarihli aktüer raporunda, davacının 90 gün + 45 gün iş göremez halde kaldığını kabul ederek toplam 4,5 ay üzerinden geçici iş göremezlik zararını 5.635,00 TL olarak hesaplamıştır. Mahkemece ise;davacının geçici iş göremezlik süresi olarak iki raporun ortalaması alınarak davcının 90+90 gün geçici iş göremezlik halinde kaldığı kabul edilerek toplam 6 ay için ( 180 gün) geçici iş göremezlik zararının (kusur oranı dikkate alınarak) 7500,00 Tl olduğunu kabul ederek hüküm kurmuştur. Tüm bu husular birlikte değerlendildiğinde; alınan ilk rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunan Sosyal sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre hazırlanmadığından nazara alınamayacaktır. Öte yandan, aktüer raporunda esas alınan 90 + 45 gün hatalı olduğu gibi; mahkemece iki raporun ortalaması denilerek 90+90 gün üzerinden hesaplama yapılması da hatalı olup geçici iş göremezlik süresi fazla alınarak yapılan hesaplama doğru görülmemiştir. Mahkemece, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Sosyal sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre hazırlanan ve...İhtisas Dairesince düzenlenen 21.08.2013 tarihli raporda belirlenen; davacının 3 ay ( 90 gün) üre ile iş göremezlik halinde kaldığı kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde fazla geçici iş göremezlik süresi esas alınarak yapılan hesaba göre karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.