17. Hukuk Dairesi 2017/849 E. , 2017/6548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, taşınmazdaki başka bir dairenin kalorifer tesisatının patlaması ve su sızması sonucunda sigortalı iş yerinde hasar meydana geldiğini, sorumlu olan ve sigortalı daireye su sızmasına sebebiyet veren davalı malikin kusurlu olduğunu, daha önce de kiracı aleyhine açılmış bulunun rücuan tazmiat davası bulunduğunu açıklayıp sigortalıya ödenen 11.773,50 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazda malik olmadığını, hasarın dava dışı ... Dersanesinin kiracı olduğu bağımsız bölümde meydana geldiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zaman aşımı süresinden sonra açıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hükmüm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, iş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesi (818 Sayılı BK 133/2) uyarınca, alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur.
6098 Sayılı TBK 154. Maddesinde (818 sayılı BK. 133) zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca, dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir.
Kanunun 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 155. maddesi hükmü, "Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur." kuralını içermektedir. Bu maddeye göre, müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımının kesilmesi diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını keser. (818 sayılı BK. Mad.134)
Somut olayda; davalı ile dava dışı kiracı ... Dersaneleri arasında kira ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacıya sigortalı iş yerinde meydana gelen zarar yönünden ödediğinin rücuan tahsilini talep eden davacıya karşı davalı kiralayan ve dava dışı kiracı müteselsilen sorumludurlar.
Davacı tarafından, daha önce zarara sebebiyet dairede kiracı olarak bulunan ... Dershanelerine karşı iş bu davaya da konu edilen rücuan tazminat alacağı ile ilgili 14.01.2014 tarihinde dava açmış olduğu keza bu davanın aleyhlerine sonuçlanması sonrası kira sözleşmesinde malik olarak görünen davalıya karşı eldeki bu davanın 14.12.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda değinilen yasal düzenlemelere göre müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımının kesilmesi diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını keser ki dava açılmasının zamanaşımını keseceği Türk Borçlar Kanununun 155. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Zamanaşımının kesilmesine göre ve Borçlar Kanunun hükümlerine göre 2 yıl olan zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilerek işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMAMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.