MAHKEMESİ : Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2012
NUMARASI : 2006/27-2012/160

M.. Y.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 28.03.2012 gün ve 27/160 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 30.01.2006 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Yıldızeli İlçesi, Sarıyar Köyü, Keşendikeceği mevkiindeki 110 ada olu parsel ve 30 dönüm civarında sınırları yazılı taşınmaz ile Karaağaç yakası mevkiindeki ada parsel ve sınırları yazılı 10 dönüm miktarındaki taşınmaz ile İnceoğuldere mevkiindeki sınırları yazılı 4 dönüm miktarındaki taşınmazın davalı adına yanlış olarak tespit ve tescil edildiğini, bu yerlerin önceden miras bırakan babası N.. Y.."ın zilyetliğinde iken, ölümünden sonra kardeşleri arasında yapılan taksim sonucunda kendisine kaldığını, eklemeli zilyetliğin 50 yıldan beri kendisinde olduğunu açıklayarak davalı Hazine adına yapılan tespitlerin iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine, kadastro tespitlerinin doğru olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan keşif, dosyada mevcut bilirkişi raporları dikkate alınarak zilyetlikle kazanma koşulları davacı yararına gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne, 110 ada nolu parselin fen bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 27115,80 m2"lik kısmı ile 146 ada nolu parselin fen bilirkişi raporunda C harfiyle belirtilen 2423,56 m2"lik kısmının ve 153 ada nolu parselin fen bilirkişi raporunda D harfiyle özgülenen 10549,51 m2"lik kısmının ana parsellerden ifraz edilerek son parsel numaraları verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde Hazine temsilcisi tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu parsellere ilişkin kadastro tutanaklarının onaylı fotokopileri getirilmiştir. 110 ada parsel sayılı taşınmaz 104 hektar 1420,49 m2 olarak senetsizden, ham toprak niteliğiyle, Hazine adına 23.08.1999 tarihinde tespit görmüş, itirazsız olarak 30.12.1999 tarihinde kesinleşmiştir. 146 ada parsel 14 hektar 200 m2 olarak ham toprak niteliğiyle senetsizden 21.09.1998 tarihinde Hazine adına tespit görmüş, 30.12.1999 tarihinde itirazsız kesinleşmiştir. 146 ada parsel 14 hektar 200 m2 olarak ham toprak niteliğiyle senetsizden 21.09.1998 tarihinde Hazine adına tespit görmüş, 30.12.1999 tarihinde itirazsız kesinleşmiştir. 153 ada parsel ise 73 hektar 3268,19 m2 olarak senetsizden ham toprak niteliğiyle 15.09.1999 tarihinde Hazine adına tespit görmüş, itirazsız 30.12.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Çap kayıtları halen Hazine üzerindedir. Mahallinde keşif yapılmıştır. Yerel bilirkişiler ile tespit bilirkişileri ve davacı tanığı dinlenmiştir. Bu kişiler, ekseriyetle nizalı yerlerin önceden davacının murisine ait iken, ölümüyle mirasçılar arasında yapılan taksimle davacıya kaldığını söylemişlerdir. Keşifte görevli fen bilirkişi dosyada mevcut kroki ve raporunu sunmuştur. Jeolog bilirkişi raporuna göre, dava konusu 110 ada 26, 146 ada 12 ve 153 ada nolu parsellerin ham toprak niteliği taşıyan araziler olduğu rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun ekinde parsellerin görünümüne ilişkin fotoğraflar bulunmaktadır. Keşifte görevlendirilen ziraatçi bilirkişi ise, dosyada mevcut raporunu mahkemeye sunmuştur.
Yıldızeli Kadastro Mahkemesi"nin 1999/106 Esas"ta kayıtlı dosyasıyla ilgili olarak 153 ada nolu parselle ilgili yapılan keşifte görevli ziraat mühendisi raporuna göre, taşınmazın işlenmemiş tarım yapılmayan mera özelliğindeki boş arazi olduğu bildirilmiştir.
Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir.
Uyuşmazlık, kadastro çalışmalarında ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazların tespit öncesi ve tespit sonrası eklemeli zilyetliğe dayalı olarak mülk edinilip edinilmeyeceğinde toplanmaktadır.
Kadastro öncesi eklemeli zilyetlik sebebi dikkate alındığında taşınmazların niteliği açısından yapılan araştırma ve uygulama yeterli değildir. Şöyle ki, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının tespit tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihinden geriye doğru 20 - 30 yıl öncesine ait (1968 - 1978) en az iki farklı tarihe ait stereskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereskopla üç boyutlu olarak incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereskopik çift hava fotoğrafı ve bir stereskop altında incelendiğinde bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılacağı görülecektir.
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle yukarıdaki açıklamalar gereğince iki ayrı tarihte çekilmiş stereskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak Harita Genel Komutanlığı"ndan sorularak varsa getirtilmesi, stereskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda 153 ada nolu parsel dışındaki taşınmazlar için araştırma yapılması, taşınmazların niteliği ve kullanım süresinin ne zaman başladığının belirlenmesine çalışılması, böylece tanık ve yerel bilirkişi sözleri ile bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişiler raporlarıyla denetlenmesi, özellikle 146 ada parsel ve 110 ada nolu parsellerle ilgili olarak taşınmazların niteliği, tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ile süresinin ayrı ayrı tespit edilmesi ve ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla ve dava konusu 153 ada nolu parsel ile ilgili olarak da red kararı verilmesi gerekirken, kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.