
Esas No: 2016/6787
Karar No: 2020/4677
Karar Tarihi: 19.11.2020
Danıştay 4. Daire 2016/6787 Esas 2020/4677 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/6787
Karar No : 2020/4677
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. … (Aynı adreste)
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ortağı olduğu limited şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve …/…,…,…,…,….,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 29/06/2015 tarihinde yapılan ara karar uyarınca, davalı idareden, dava konusu kamu alacaklarının anılan şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemediğini veya tahsil edilemeyeceğini gösteren mal varlığı araştırmasına yönelik tüm bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine gönderilen belgelerden; şirketin gayrımenkulü ve aracı olmadığına ilişkin olarak VEDOP ortamında yapılan sorgulara ait bilgisayar çıktılarının dosyaya sunulduğu, buna karşılık bankalar nezdinde araştırma yapıldığına ilişkin herhangi bir belgenin dosyada yer almaması üzerine, 29/07/2015 tarihli ara karar ile tekrar sorulduğu, … tarih ve … sayılı yazıda her ne kadar bahsi geçen şirket hakkında bankalar nezdinde e-haciz işlemlerinin gerçekleştirildiği ifade edilmiş olsa da, vergi dairesince bankalara gönderilmiş herhangi bir yazının veya bankalar nezdinde araştırma yapıldığını ortaya koyar nitelikte herhangi bir sorgu çıktısının dava dosyasına sunulmadığı, bu durumda, amme alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemediği veya tahsil edilemeyeceği hususu hukuken geçerli bilgi ve belgelerle somut bir şekilde ortaya konulmadan amme alacağının davacıdan ödeme emirleriyle istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Usul yönünden davanın süresinde açılmadığı, esas yönünden ise, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının şirket ortağı davacıdan tahsili maksadıyla düzenlenen ödeme emirlerinin yasaya uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları hükme bağlanmış, 3. maddesinde, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği belirtilmiş, tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi ise, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacakları şeklinde tanımlanmış, 54. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, 1, 2 ve 3. bentlerinde cebren tahsilin, gösterilen teminatın paraya çevrilmesi, kefilin takibi, amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi veya gerekli şartlar bulunduğu takdirde iflasın istenmesi yollarından herhangi biriyle yapılabileceği kurala bağlanmış ve 62. maddesinde de, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından, amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı belirtilmiş ve maddeye 5228 sayılı Kanun ile ikinci fıkra olarak "Maliye Bakanlığı amme alacaklarının takibinde haczolunacak malların tespiti amacıyla yapılacak mal varlığı araştırmasının şekli, alanı ve kapsamı ile araştırma yapılacak amme alacaklarının türü ve tutarını belirlemeye yetkilidir. Bu yetki alacaklı amme idaresi itibarıyla da kullanılabilir." hükmü eklenmiştir.
Bu yetkiye istinaden; 11/09/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Seri: A Sıra No: 5 Tahsilat Genel Tebliği ile Seri: A Sıra No: 1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan değişiklik uyarınca; mal varlığı araştırmasının elektronik ortamda yapılabilmesi durumunda takip konusu tüm amme alacakları için tutar sınırı olmaksızın yurt çapında mal varlığı araştırması elektronik ortamda yapılacaktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 29/08/2007 tarihine kadar ortağı olduğu … Yapı Malzemeleri Taahhüt İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2005 ila 2014 yıllarına ilişkin muhtelif vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine, şirket adına ödeme emri düzenlenerek bir kısmının posta yolu ile bir kısmının ise ilanen tebliğ edildiği, amme alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar Vergi Mahkemesince, ödeme emri içeriği amme alacağının asıl borçlu şirket tarafından ödenmemesi üzerine usulüne uygun biçimde malvarlığı araştırması yapılarak dava konusu ödeme emirlerine konu amme alacağının tahsil imkansızlığı ortaya konulamamış olduğu sonucuna ulaşılarak davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, asıl borçlu hakkında yapılan malvarlığı araştırmasından amme alacağının tahsil edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; söz konusu amme alacağının, şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, davacının ihtilaflı dönemlerde şirket ortağı sıfatını haiz bulunup bulunmadığı, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği hususları da dikkate alınarak davacının bu boçlardan sorumlu olup olmadığı ortaya konulmak ve diğer hususlar da incelenmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekeceğinden, Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.