8. Hukuk Dairesi 2014/7276 E. , 2014/7760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Savur Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2012
NUMARASI : 2012/1-2012/219
D.. G.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Savur Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 12.07.2012 gün ve 1/219 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 03.01.2012 havle tarihli dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 132 ada 2 nolu parselin Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazın 100 yılı aşkın bir zamandan beri eklemeli zilyetliğinin önceden babasına ait iken kendisine geçtiğini, dava konusu yerin başka kişilerle ilgisinin bulunamadığını açıklayarak Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi, kadastro tespitinin doğru olduğunu, bu yerin 21.07.2009 tarih 1 sayılı Kaymakamlık oluru ile Milli Eğitim Bakanlığına 17 derslik ilkokul yapımı için süresiz olarak tahsis edildiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan keşif, mahkeme gözlemi ve bilirkişi raporları dikkate alınarak davacının davasının kabulüne, 132 ada nolu parselin 06.07.2012 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide kırmızı ile boyalı A harfi ile işaretli 590,17 m2’lik alan ile C harfi ile işaretli 382,59 m2’lik bölümlerin ana taşınmazdan ifrazı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde Hazine temsilcisi tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; 132 ada nolu parsele ilişkin kadastro tutanağının fotokopisi getirilmiştir. Senetsizden, ham toprak niteliğiyle, 8.154,39 m2 olarak, 14.01.2009 tarihinde 3402 sayılı Yasa’nın 18 maddesi gereğince Hazine adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 16.09.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Çap kaydı halen davalı üzerindedir. Mahallinde keşif yapılmıştır. Mahkemenin gözlemine göre: 132 ada nolu parselin davacının iddia ettiği bölümünün yer yer meyve ağaçları dikili olduğu ve çevresinin çitle çevrili olduğu belirlenmiştir. Mahalli bilirkişi H.. U.. beyanında, taşınmazın üzerinde okul yapılı olan kısmın davacıya ait iken o kişinin bu yeri okul yapılması için Devlete hibe ettiğini, keşfi yapılan bölümü ise davacıya ait olduğunu açıklamıştır. Yerel bilirkişi F.. Ç..: okul yapılan yerin davacı D.. G.."a ait iken o yeri Devlete hibe ettiğini, arta kalan kısmın davacıya ait olduğunu söylemiştir. Diğer mahalli bilirkişi ile tutanak mümzüleri de benzer beyanlarda bulunmuşlardır. Keşifte görevlendirilen inşaatçı bilirkişi davacının iddia ettiği bölümde herhangi bir yapının bulunmadığını, parselin arsa vasfında olduğunu açıklamıştır. Kadastro teknisyeninin 09.07.2002 tarihli rapor ve eki krokisinde dava konusu yerler A ve B harfler ile özgülenmiştir. Dosya ekinde Savur Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 02.10.2012 tarih 2009/154 Esas, 2012/92 Karar sayılı davacısı: Hüseyin Uzunkaya, davalısı; S.. M.., konusu; 132 ada 2 nolu parsel olduğu, davacının dava dilekçesinde parselin güney kısmında kalan yaklaşık 1500-2000 m2’lik kısmın ifraz edilerek adına tesciline karar verilmesini talep ve dava ettiği, 24.05.2012 tarihinde yapılan keşifte görevli ziraat bilirkişi Hakan İşcan tarafından düzenlenen dosyada mevcut 12.06.2012 tarihli rapor kapsamına göre; dava konusu taşınmazın keşif günü itibariyle ham toprak niteliğiyle beşinci sınıf arazi olduğu ve kültür bitkileri yetiştirmeye müsait olmadığı rapor edilmiştir. Fen bilirkişinin kroki ve raporu dosya içerisindedir. Aynı taşınmazla ilgili olarak bir başka kişinin açmış olduğu ve eldeki davacının hak iddia ettiği yere bitişik aynı parsel içerisinde kalan bir diğer bölümün önceki dosyadaki keşif tarihine göre, 7 yıl sonra yapılan keşifle ham toprak niteliğiyle beşinci sınıf olarak belirlenen ve kültür bitkisi yetiştirmeye elverişli olmadığı saptanan taşınmazın 7 yıllık süre içerisinde imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmesi mümkün olmadığı gibi bu 7 yıllık sürenin TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanun"un 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşmediği belirlenmekle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.