14. Hukuk Dairesi 2018/5381 E. , 2020/2234 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05/05/2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 25/09/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu taşınmaza komşu davalıya ait 39 ada 34 parsel sayılı taşınmazda bulunan odunluk ve kuruluğun evinin cephesini kapattığını, davalının odunluk ve kuruluğun ikinci katını yıkacağını taahhüt ettiği halde taahhüdünü yerine getirmediğini belirterek ikinci katın kal’ine ve davalının inşaat yaparken yıktığı duvarı eski haline getirmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 22.01.2015 tarih, 2014/9251 Esas, 2015/806 Karar sayılı ilamıyla, “Somut uyuşmazlıkta, davacı, davalının inşa ettiği odunluk ve kuruluğun evinin cephesini kapattığını, bu nedenle aralarında yapının ikinci katının yıkılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının taahhüdünden vazgeçtiğini ileri sürerek odunluk ve kuruluğun ikinci katının yıkılmasını ve davalı tarafça kaldırılan, taşınmazlar arasındaki duvarın yeniden inşa edilmesini istemektedir. Bu durumda mahkemece yukarıda değinilen ilkelere göre davacının bir zarar görüp görmediğinin mahallinde keşif yapılarak tarafların gösterdikleri deliller de incelenip değerlendirilerek saptanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; duvar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalının dava konusu 39/35 parsel sayılı taşınmazın 1. katı ile davacıya ait 39/36 parsel sayılı taşınmazın güney batı cephesini kapattığı ve normal hoşgörü sınırlarını aştığı gerekçesiyle, davalının yapmış olduğu müdahalenin men’ine, davalıya ait 39/35 parsel sayılı zemin +1. kattan itibaren yapının 1. katının yıkılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olaya gelince;
Mahkemece, davalının taşınmazına yaptığı iki katlı binanın (deponun) komşuluk hukukuna aykırı inşa edildiğinin tespitinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak hükme dayanak teşkil eden fen bilirkişi raporunda yıkılması gerektiği belirtilen binanın bulunduğu yer ölçekli krokide gösterilmemiş olduğundan, bu rapora dayalı olarak kurulan hüküm infaza elverişli değildir. O halde mahkemece, fen bilirkişinin komşuluk hukukuna aykırı inşa edildiği belirtilen binayı ölçekli krokide gösterecek şekilde usulüne uygun rapor düzenlemesi sağlanmalı ve infaza elverişli hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de; dava konusu taşınmazın il, ilçe, ada ve parsel numarası gibi bilgileri yazılarak hüküm kurulması gerekirken, "39/35" yazılmak suretiyle hüküm kurulması da yanlıştır.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde infaza elverişsiz hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.