11. Hukuk Dairesi 2014/18391 E. , 2015/2809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/02/2014 tarih ve 2012/48-2014/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait araç ile davalı şirket adına Ulaştırma Bakanlığı personeline taşıma hizmeti yaptığını, hizmet karşılığı fatura bedellerini davalının ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, ancak takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %40" dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında borç ilişkisi bulunmadığını, davacının sunduğu fatura ve ihtarnamenin borcun varlığını ispata yeterli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kendisine ait işletme defterine taşıma işi yaptığına dair kayıt düşerek dava konusu faturaları kaydettiği, ancak taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından taşıma ilişkisinin başkaca bilgi ve belgelerle ispatlanması gerektiği, taşıma işi yapıldığına dair karşı tarafça imzalanmış veya düzenlenmiş belge bulunmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
İspat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, sadece karşı tarafın defterlerine dayanmadığı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK"nın 219"uncu ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiştir. Bu bağlamda, somut olayda davacı taraf diğer delilleri yanında davalının ticari defterlerine de açıkça delil olarak dayanmış, mahkemece davalıya HMK"nın 94. maddesi uyarınca defterlerini iki haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmemesi halinde aleyhine kabul edilmiş sayılacağı hususunda ihtar tebliğ edilmiş, davalı defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
HMK"nın 220. (HUMK"nın 330, 331. 332.) maddesi uyarınca, ibrazı istenen belgenin (ticari defterlerin), ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Mahkemece davalıya gönderilen ihtarnamede HMK"nın 220. maddesinden bahsedildiği halde, bu madde uyarınca değerlendirme yapılmadan, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, incelenen davacı defterlerinin ve faturalarının da sahibi lehine delil olma vasfı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bu nedenle davalının ticari defterlerinin ibrazı hususunda, 6100 sayılı HMK"nın yukarıda açıklanan 219. 220 vd maddeleri uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.