
Esas No: 2015/5253
Karar No: 2016/4837
Karar Tarihi: 28.04.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/5253 Esas 2016/4837 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan temyize konu 130 ada 56 ve 74 parsel sayılı 348,32 ve 1.510,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla davalılar ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmış yargılama sırasında ise zilyetliğinin murisin bağışına dayalı olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 130 ada 56 ve 74 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların muris ... tarafından davacıya bağışlandığı gerekçesi ile yazılı karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesi ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış, keşiften sonra taşınmazların babası ... tarafından kendisine bağışlandığını iddia etmiştir. Davalılar ise taşınmazların dedeleri ..."dan babalarına kaldığını, babalarının da kendilerine bıraktığını savunmuştur. Çekişmeli taşınmazların öncesinin tarafların ortak miras bırakanı ..."dan intikal olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, taşınmazların ne sebeple kime kaldığı noktasında toplanmaktadır. Ne var ki, bu konuda mahkemece yapılan araştırma yeterli değildir. Yapılan keşifte ve duruşmada dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık sözleri birbiri ile çeliştiği halde Mahkemece çelişki giderilmemiş, taşınmazların kime nasıl intikal ettiği kesin olarak belirlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve kadastro tutanağı düzenlenirken beyanlarına başvurulan tespit bilirkişileri huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, halen kimin zilyetliğinde olup, nasıl tasarruf edildiği, muris Mustafa"nın sağlığında davacıya bağışlayıp bağışlamadığı, bağışlamış ise tarihi ve bu tarihten sonra taşınmaz üzerinde kim tarafından ne sıfatla zilyetlik sürdürüldüğü, murisin sağlığında gerçekleşmiş bir işlem yok ise ölümünden sonra mirasçılar arasında usulünce taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise çekişmeli taşınmazların kime kaldığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.