
Esas No: 2016/13840
Karar No: 2017/6130
Karar Tarihi: 26.09.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/13840 Esas 2017/6130 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, eksik ödenen yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozmaya uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde davada hukuki yararın bulunmaması nedeniyle davanın reddine, karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada, Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararlarına uyulmuş olmasına rağmen, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedimesi mümkün olmayıp, önceki bozma kararımızda, davacının dava dilekçesindeki taleplerinin Kurumca tam olarak karşılanıp karşılanmadığı hususunun açıkça belirlenmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu ve öncelikle bu konuda araştırma yapılması gereğine işaret edilmiş iken, bozma sonrası yapılan yargılamada bu konuda yeterli bir araştırma yapıldığından bahsedilememesi ile karar gerekçesinde belirtilen Kurum işlemlerinin mevcudiyetinin dosya arasından anlaşılamaması karşısında hukuki yarar yokluğu nedeniyle verilen red kararı usul ve yasaya aykırıdır.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.