Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8730
Karar No: 2014/7975
Karar Tarihi: 24.04.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/8730 Esas 2014/7975 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/8730 E.  ,  2014/7975 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 01/07/2009
    NUMARASI : 2008/17-2009/422

    Hazine ile H.. K.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 01.07.2009 gün ve 17/422 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Hazine vekili, bir kısım davalı ile birleşen dosya davalıları miras bırakanı adına tapuya kayıtlı bulunan parsel sayılı taşınmazın Akşehir Gölü kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını bildirerek, tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı H.. K.., nizalı taşınmazın tarım arazisi olduğunu, hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Birleşen dosya davalıları-F.. K.. mirasçıları dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligata rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, dava tarihinden önce ölen kayıt maliki F.. K..’ya ilişkin davanın husumet yokluğundan, diğer davalılara ilişkin davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu parselin kayıt maliklerinden F.. K..’nın dava tarihinden önce 24.03.1982 de öldüğü belirlendiğine göre adı geçene ilişkin davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır.
    Davacı temsilcisinin davalı H.. K.. ve birleşen dosya davalılarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; hemen belirtilmelidir ki, hüküm 5841 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 14.03.2009 tarihinden sonra verilmiş olup; bu Kanun"un 2. ve 3. maddeleri ile getirilen yeni düzenlemelere dayanılarak oluşturulmuştur.
    14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 25.02.2009 günlü 5841 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un 2.maddesi ile 3402 sayılı Kanun"un 12.maddesinin 3. fıkrasına eklenen cümlede: "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer Kamu Tüzel Kişileri dâhil tarafların sıfatına bakılmaksızın" ve 3. maddesi ile aynı Kanuna eklenen Geçici 10. maddesinde ise; "Bu Kanun"un 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır." şeklindedir. Bu değişiklik nedeniyle bu yasanın yürürlük tarihinden sonra Hazine"nin açtığı davalarda da 10 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaya başlanmıştır.
    Ne var ki, anılan yasa Anayasa Mahkemesi"nin 12.05.2011 tarih, 2009/31 Esas ve 2011/77 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş ve kararın 23.07.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33.maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü ile ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında, Anayasa"nın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de ve 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin önceki hüküm mahkeme kararı verildiği tarih itibariyle doğru ise de, 10.03.1969 tarih ve 1/3 sayılı İBK.nın gerekçe bölümünde de belirtildiği üzere, iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer. Bu durumda davanın esası bakımından verilen hükmün Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararı nedeniyle doğru olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olup, kamu malları ile ilgili davalar aynı zamanda kamu düzeni ilkesini de içermektedirler. Bu nedenle mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararından sonra oluşan yeni yasal durum dikkate alınarak, inceleme yapılıp sonuca ulaşılması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
    Mahkemece yapılacak iş; yargılama aşamasında öldüğü anlaşılan kayıt maliki F.. K.. mirasçılarından Z.. E.. mirasçılarının belirlenerek taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra dava konusu taşınmazın 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa"nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa"nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesidir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine. 24.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi