17. Hukuk Dairesi 2016/6017 E. , 2017/6927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından ... . AŞ.den kira dönemi sonunda satın alınmak üzere kiralanan ve davalıya sigortalanan biçerdöverin yanarak kullanılamaz hale geldiğini, yangının elektrik aksamından kaynaklandığının yetkili servis teknisyeni ve davalı tarafça yaptırılan tespit sonucu belirlendiğini, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını, zarar giderilmediğinden müvekkilinin biçerdöverin çalışamaması sebebiyle munzam zararının da oluştuğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000 TL tazminatın hasar tarihinden işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli mevduata uyguladığı en yüksek avans faizi ve ticari makine olması nedeniyle bu sürede meydana gelen munzam zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, iyiniyetli ihbar yapılmadığını, ispat yükünün davacıya geçtiğini, hemen evin bir kaç metre önünde meydana gelen yangın olayının sabaha kadar fark edilmemesinin hayatın olağan akışına uymadığını, olayın şüpheli bulunduğunu, talebin fahiş olduğunu, munzam zarar oluşmadığını, temerrüde düşmediklerini, kazanç kaybının teminat kapsamında bulunmadığını, tespit raporunu kabul etmediklerini, kısa devrenin araca sonradan eklenen elektrik devresinin sigorta konulmadan çalıştırılması nedeniyle oluştuğunu, bakımsızlık sebebiyle elektrik aksamında meydana gelen arızadan kaynaklanan hasarın teminat dışında kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile 50.000 TL hasar bedelinin olay tarihinden işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli mevduata uyguladığı en yüksek avans faiziyle birlikte tahsiline, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve munzam zarar istemine ilişkindir.
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 119/ğ maddesinde dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gereği ifade edilmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde davacı tarafın talebinin açık olmadığı, talep edilen tazminat ve munzam zarar miktarlarının ne olduğunun anlaşılamadığı görülmekle, hakimin davacı talebini açıklattırması gerekmektedir.
2-HMK"nun 297/2 maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır. Bu halde mahkeme, taleplerin her biri hakkında ayrı ayrı karar vermek zorundadır. Eldeki davada; hüküm fıkrasında davanın kabulü ile 50.000 TL hasar bedelinin faizi ile birlikte tazminine karar verilmiş, munzam zarar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir, yine mahkeme kararının gerekçe bölümünde, kazanç kaybının sigorta teminatı kapsamında olmadığı belirtilerek munzam zarar talebinin reddedildiği belirtilmiş, ancak hüküm fıkrasında davanın kabulüne karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki yaratılmıştır, bu durumlar usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacı ve davalı vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 19.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.