1. Ceza Dairesi 2011/5787 E. , 2012/10162 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 1 - 2011/136004
MAHKEMESİ : İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 02/12/2010, 2009/6 (E) ve 2010/336 (K)
SUÇ : Bilinçli taksirle ölüme neden olmak
TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Katılanlar vekilinin yetkisi olmadığından; sanık müdafiinin ise, sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına göre, duruşmalı inceleme istemlerinin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık İbrahim Oğulcan hakkında maktul Kayhan"a yönelik eylemin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı nedenin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, sanık savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında herhangi bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan; katılanlar vekili ve Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre; sanığın aşamalardaki savunmalarında; polis memuru olduğunu, olay günü, yakın arkadaşı olan maktulü, hafta sonunda kalmayı planladığı apart daireye davet ettiğini, maktulün alkollü olması nedeni ile adresi bulamaması üzerine onu dışarıda karşıladığını, yakındaki büfeden içki alarak eve çıktıklarını, maktulle bir süre sohbet edip, alkol aldıktan sonra, dışarı çıkmak için hazırlık yaptıkları sırada, kendisine ait beylik tabancayı gören maktülün tabancayı eline alarak doldur-boşalt yapmak istediğini, kendisinin buna engel olarak silahı alıp, iki kez doldur-boşalt yaptığını, alkolün de etkisi ile sürgü yerine oturduğu halde; tabancanın boş olduğunu düşündüğünü, maktulün ısrarı üzerine, silahı maktulün kafasına dayadığını ve silahın birden ateş aldığını, bu sırada tetiğe basıp basmadığını hatırlamadığını, olay sonrası ise telaşlanarak, evin içinde temas ettiği her şeyi bir torbaya koyup, evin kapısını kilitleyerek annesi ile birlikte ikamet ettiği daireye gittiğini, mesai arkadaşı tanık Dolunay"ı arayarak, durumu ona bildirmesi üzerine, olaya müdahale edildiğini, mesleğe girişte ve sonrasında kendisine silah eğitimi verilmediğini, verilen eğitimin ise yetersiz olduğunu, kolluğa teslim ettiği silahın şarjöründeki bir adet merminin doldurboşalt yaptığı sırada tabancadan düşen mermi olduğunu beyan ettiği;
Olayı sanıktan başka gören tarafsız üçüncü kişilerin bulunmadığı;
Maktule yapılan otopsi neticesinde, maktulün ateşli silah yaralanmasına bağlı kafatası kırığı, beyin doku harabiyeti ve beyin kanaması sonucu öldüğünün ve kanında 602 mg/dl etanol bulunduğunun, atış artıklarının dağılımı ve yara yeri itibari ile atışın bitişik atış mesafesinden yapıldığının anlaşıldığı;
Kolluk tarafından düzenlenen "Olay, Yakalama, Muhafaza Altına Alma ve Savcı Görüşme Tutanağı" başlıklı 18/10/2008 tarihli tutanağa göre; sanığın olay sonrası teslim ettiği silahın şarjöründe bir adet dolu 7,65 mm çapında merminin bulunduğu tespitine yer verildiği;
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü"nün 25/06/2009 tarihli cevabi yazısına göre; sanığa; 2007 yılında iki dönem, 2008 yılında bir dönem silah eğitimi verildiğinin bildirildiği olayda;
Polis memuru olan sanığın; silah bilgisinin yetersiz olduğuna ilişkin savunmasına itibar edilmesinin mümkün olmaması, savunmalarında doldur-boşalt yapıldığında silahın boş olması halinde; mekanizmasının yerine oturmayacağını, oysa olay sırasında silahın mekanizmasının yerine oturduğunu açıkça beyan etmesi, buna rağmen silahı maktulün kafasına dayayarak bitişik atış mesafesinden silahla ateş etmesi, olay sonrası teslim ettiği tabancasının şarjöründe halen bir adet merminin bulunması ve sanık lehine olan kısmı ititbarıyla delil değeri taşıyan 18/10/2008 tarihli kolluk tutanağına göre, olay sırasında maktulün kendisine şaka mahiyetinde küfür ettiği ve iteklediğini beyan etmesi karşısında; sanığın maktulü görerek dolu olduğunu bildiği tabanca ile ateş etmesi, hedef alınan vücut bölgesi, olayın meydana geliş şekline ilişkin olarak oluşa uymayan sanık savunmasına itibar edilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın görevi gereği kendisine tahsis edilen silah ile işlediği eyleminin TCK"nun 81/1, 29, 62 maddeleri uyarınca kasten öldürme suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin; vasıfta hataya düşülerek, sanık hakkında TCK.nun 85/1, 22/3. fıkraları uyarınca bilinçli taksirle ölümü sebebiyet vermek suçundan hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi;
Bozmayı gerektirmiş olup, katılanlar vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 31/12/2012 gününde oybirli ile karar verildi.