(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2010/5244 E. , 2010/5329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 1994 yılında yapılan ilk prim kesintisinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 5763 sayılı Yasa"dan yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1994 yılında yapılan ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 5763 sayılı Yasa gereği prim borçlarının yapılandırılması hükmünden yararlanması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının 01.06.1996-01.06.2004 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 5763 sayılı Yasa gereği prim borçlarının yapılandırılması hükmünden yararlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır.
Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan ... Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, ... Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Tarım Bağ-Kur"a ilk prim kesintisinin 30.05.1996 tarihinde yapıldığı, 22.02.2006 tarihinden itibaren ziraat odası kaydının,13.04.2001 tarihinden itibaren ... ... Ekicileri Kooperatif kaydının bulunduğu, 2926 sayılı Yasa kapsamında 01.06.2004 tarihinde tescil edildiği, tescilinin devam ettiği, 26.08.2008 tarihinde 5763 sayılı Yasa gereğince prim borçlarının yapılandırılması için Kurum"a başvuru yaptığı,1994,1995,1996,1999 ve 2002 yıllarında Ilgın Şeker Fabrikası"nca yapılan kesintilerde davacının adının “...” olarak geçtiğinin ilgili fabrikaca bildirildiği,davalı Kurumca 1994 yılında yapılan 918.577 TL tevkifat kesintisinin baba adının tutmaması nedeniyle kabul edilmediğinin, 1999 yılına ait 22.557.134 TL tevkifat kesintisinin davacıya iade edildiğinin bildirildiği görülmektedir.
Mahkemece, 1994,1995,1996,1999 ve 2002 yıllarında Ilgın Şeker Fabrikası"nca yapılan kesintilerde “...” olarak adı geçen başka bir kişi olup olmadığı, bu kişi ile davacının aynı kişiler olup olmadığı, 1994 yılında yapılan 918.577 TL tevkifat kesintisinde baba ismi farklı başka bir kişi bulunup bulunmadığı, bu kişi ile davacının aynı kişiler olup olmadığı, 1999 yılına ait 22.557.134 TL tevkifat kesintisinin davacıya iade edilip edilmediği araştırılmadan 2926 sayılı yasanın 10.maddesinde belirtilen deliller toplanmadan karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacıdan yapılan tevkifat kesintilerine dair tüm belgeleri getirtmek, davacıdan hangi tarihlerde ne kadar Bağ-Kur kesintisi yapıldığını ve kesinti yapılan kişinin nüfus bilgileri ile davacının nüfus bilgilerinin aynı olup olmadığı,1994,1995,1996,1999 ve 2002 yıllarında Ilgın Şeker Fabrikası"nca yapılan kesintilerde “...” olarak adı geçen başka bir kişi olup olmadığını, bu kişi ile davacının aynı kişiler olup olmadığını, 1994 yılında yapılan 918.577 TL tevkifat kesintisinde baba ismi farklı başka bir kişi bulunup bulunmadığını, bu kişi ile davacının aynı kişiler olup olmadığını zabıta araştırması ve ilgili nüfus müdürlüklerinden araştırmak, 1999 yılına ait 22.557.134 TL tevkifat kesintisinin davacıya iade edilip edilmediğini tesbit etmek,belgelerini getirtmek ve 2926 sayılı kanunun 10.maddesinde belirtildiği üzere tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonuca ulaşmaktır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.-