3. Hukuk Dairesi 2015/19828 E. , 2017/6475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, maddi tazminat talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde dahili davalılar ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mahalle kahvesinden evine gitmekte iken yolda davalılar.... ve..... ile karşılaştığında aynı mahallede oturan davalıların saldırısına uğradığını, davalılardan...."in üzerinde taşıdığı ve kelebek diye tabir edilen bıçak ile kendisine vurarak basit bir tıbbi tedavi ile iyileşemeyecek şekilde yaraladığını, davalıların söz konusu yaralama olayı nedeniyle....1. Çocuk Mahkemesinin 2008/64E-468K sayılı ilamı ile cezalandırıldıklarını iddia ederek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 2.000,00TL maddi tazminat ile 7.000,00TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (...."e velayeten ... ve ..."den,....."a velayeten ... ve ..."dan) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... ile ... ve ... somut olayda kusurlarının ve sorumluluklarının olmadığını belirterek ayrı ayrı davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davacı vekili 2.000,00TL maddi tazminat talebini atiye bırakmış olduğundan ve yenileme süresi de geçmiş olduğundan maddi tazminat talebi hususundaki davanın açılmamış sayılmasına, TMK 369. , 342., 336/1. ve Borçlar Kanunu 50-52. maddeleri uyarınca tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü, olayın meydana geliş biçimi, davacının yaralanma derecesi gibi hususlar nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile; 7.000,00TL manevi tazminatın olayın meydana geliş tarihi olan 17/02/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm dahili davalılar ... ve ... ile ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, dahili davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 124.maddesindeki hüküm ile tarafların iradi değişikliği düzenlenmiştir. Buna göre; ""(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.""
Taraf değişikliği; açılmış ve görülmekte olan bir davada, davanın taraflarından birinin davadan ayrılması ve onun yerini üçüncü bir kişinin almasıdır. Ne var ki; davanın taraflarının yerini bir başkasının almasından farklı olarak, mevcut tarafların yanına yenilerinin eklenmesi taraf değişikliği olarak kabul edilmemelidir. Zira; tarafın değişmesi ile bir tarafın yanına yenilerinin eklenmesi hukuki niteliği, şartları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır.
Açılmış bir davaya teşmil yolu ile üçüncü bir kişinin davalı sıfatı ile dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi zorunlu dava arkadaşlığı hali dışında davacı tarafın istemi ile "ıslah" yoluyla dahi olsa, davada taraf artırılması dava dilekçesinde yer almayan başka gerçek ya da tüzel kişilerin davaya dahil edilmesi usulen mümkün değildir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davanın,...."e velayeten ... ve ... ile....."a velayeten ... ve ... aleyhine açıldığı, daha sonra davacı tarafça 03.10.2013 tarihli dilekçe ile; TMK"nun 342/1. maddesi gereğince anne babanın da somut olayda yasal temsilci olarak sorumlu oldukları iddia edilerek, ... ve ... ile ... ve ..."ın da davaya dahil edilmelerinin talep edildiği, mahkemece bu talep doğrultusunda, ... ve ... ile ... ve ..."a da tebligat yapılarak davaya dahil edildiği ve bahsi geçen dahili davalılar hakkında da hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; açılmış ve görülmekte olan bir davada ıslah yoluyla dahi taraf eklenmesi mümkün olmadığından, mahkemece ... ve ... ile ... ve ..."ın da davaya dahil edilerek haklarında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden dahili davalılar ... ve ... ile ... ve ..."ın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden dahili davalılar ... ve ... ile ... ve ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.