3. Hukuk Dairesi 2016/11182 E. , 2017/6476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davacılardan.....ve ...."in küçük oğlu ve diğer davacıların kardeşi olan küçük ...."ın evlerinin üzerinde oynadığı sırada evlerine 1-1,50 metre paralel seyreden şehir içi elektrik dağıtım hattından geçen yüksek gerilim neticesinde elektrik çarpması nedeniyle hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını ve yaklaşık 6 ay çeşitli sağlık kuruluşlarında tedavi gördüğünü, fakat uzun süreli tedavi uygulamalarına rağmen şu an itibariyle bitkisel hayata girdiğini, ...un bu duruma gelmesinde davalı kurumun şehir içi elektrik şebekesinin dağıtım plan, projesinde gerekli özen yükümlüğüne uymayarak ağır hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek küçük.....yönüyle iş göremezlik, ölümü halinde ise destekten yoksun kalma tazminatının fazlaya ilişkin talep ve hakları baki kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi ve 50.000 YTL manevi, küçük çocuklarının bu hali karşısında işlerini bırakarak ilgilenmek ve bakıcı tutmak zorunda kalan baba ..... için 12.500 YTL annesi .... için 12.500 YTL, maddi fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ve her ikisi için ayrı ayrı 10.000 YTL olmak üzere 20.000 YTL manevi tazminat, kardeşlerden ...., ....., ...., ... olmak üzere her biri için 5.000 YTL manevi tazminat olmak üzere 25.000 YTL lik tazminatın olay tarihi olan 13/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, 16.02.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile iş görmezlik tazminatının 142.491,22 TL, muhtaçlık zararının 160.867,20 TL olarak tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı özetle; olayda kusur ve sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; 142.491,22 TL tam iş göremezlik tazminatının davacı ...."a, 160.867,20 TL muhtaçlık zararının davacı ..."a, 15.000,00 TL manevi tazminatın davacı Ertuğrul"a 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı ..."a, 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı ..."a, ayrı ayrı 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılar ..., ..., ..., .... .... ve .... ...."a verilmesine karar verilmiştir.
Hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 12.03.2015 tarih 2015/2765E-4085K sayılı ilamı ile; "" Yaşı küçük ...."a ait nüfus kaydından 18.06.2012 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından mahkemece, zarara uğrayan ...."ın 18.06.2012 tarihinde yani hükümden evvel öldüğü belirtilerek dosyanın ek rapor tanzimi için yeniden bilirkişiye tevdiiyle, işgöremezlik zararı ve bakıcı giderinin gerçekleşen ölüm tarihine göre hesaplanması gerektiği""nden bahisle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma kararı verildikten sonra yapılan yargılama neticesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının iş görmezlik tazminatına ilişkin davasının reddine, muhtaçlık zararı ( bakıcı giderine) ilişkin davasının kısmen kabulü ile,12.693,24 TL muhtaçlık zararının davacı ..."e, 15.632,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı ..."a, 17.716,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının ..."a, davacı ..."ın manevi tazminat davasının kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat davasının kabulüne ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 18/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Somut olayda; Dairemizin bozma kararından sonra davacılar tarafından verilen 02.10.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; 6100 sayılı HMK"nın 125/2. maddesi ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca, davacı ...."ın 18.06.2012 tarihinde ölmesi nedeniyle vefat eden .... için işgörmezlik tazminatı, ... ve ... için bakıcı gideri, ...."ın ölümünden sonra ... ve ... için destekten yoksun kalma tazminatı hususunda bilirkişiden ayrı ayrı rapor alınmasını, ayrıca ...."ın vefatı nedeniyle ... ve ... için ayrı ayrı 20.000TL, ..., ..., ..., .... .... ve .... .... için ayrı ayrı 10.000TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini belirtmişlerdir.
Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HUMK"un 83. Maddesinde ıslah; (HMK"nın 176.maddesi); “iki taraftan her biri usule müteallik olarak yaptığı muamaleyi tamamne veya kısmen ıslah edebilir" olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun"un müteakip 84.maddesinde (HMK.177.mad.) ise, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye kadar kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
Nitekim 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmıştır.
Yine; Yargıtay İçtihadı Birleştime Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.-2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme kararıyla kabul edilen, bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı yönündeki kural, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177.maddesi hükmüyle birlikte değerlendirildiğinde, bir davadaki istem/istemler hakkında mahkemece tahkikat (tarafların duruşmaya çağrılmaları, çekişmeli yönlere ilişkin delillerin toplanması, toplanan delillerin değerlendirilmesi, bilirkişi incelemesi yaptırılması, tanıkların dinlenmesi vs.) yapılarak, bunların ortaya koyduğu sonuç çerçevesinde bir hükmün kurulduğu ve Yargıtay"ın ilgili Dairesinin de, kurulan bu hükmü, herhangi bir nedenle usul ve yasaya aykırı görerek bozduğu hallerle sınırlı olarak değerlendirmek gerekmektedir.
O halde mahkemece; davalı taraf lehine doğmuş olan usuli kazanılmış hak ile bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı hususları da göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı taraf lehine doğmuş olan kazanılmış usuli hak göz önüne alınmaksızın bozmadan sonra yapılan ıslaha göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden davacıların tüm davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.