11. Hukuk Dairesi 2013/10649 E. , 2014/270 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV....
VEKİLİ : AV....
Taraflar arasında görülen davada Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/11/2012 tarih ve 2012/2400-2012/2593 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Nilüfer/Bursa Şubesi"ndeki hesabından 04/09/2008 tarihinde müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında internet üzerinden EFT işlemi gerçekleştirilerek parasının başka hesaba aktarıldığını, müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek; 4.950,00 TL"nın hesaptan çekilme tarihinden itibaren bankanın mevduatlara uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zararın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, zararın havale işlemini yapan kişilerden tazmin edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak, dosya kapsamına göre; davalı bankanın üzerine düşen güvenlik önlemlerini almadığı, bu nedenle davacı hesabından aktarılan paranın davacıya iadesi ile sorumlu olduğu gerekçesiyle; 4.950,00 TL"nin 03/10/2008 ihtar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili dava dilekçesinde 4.950,00 TL"nin hesaptan çekilme tarihinden itibaren bankanın mevduatlara uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş olup, mahkemece davadaki “en yüksek mevduat faizi” talebinin “avans” faizi istemi olarak kabul edilerek; avans faizi nispetinde temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, reeskont faizine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, mahkemece davalı bankaya gönderdiği ihtarnamede alacağın bankanın tatbik ettiği en yüksek mevduat faiziyle birlikte hesaba geçirilmesini istediği nazara alındığında, işlem tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken 03/10/2008 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
.../...
-2-
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının YARGI bölümünde yer alan “4.950,00 TL"nin 03/10/2008 ihtar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibarelerinin karardan çıkartılarak yerine “4.950,00 TL"nin 04/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibarelerinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 313,85 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Davalı
338,15 H
24,30 PH
313,85 BK
29/01/2014