17. Hukuk Dairesi 2014/22956 E. , 2017/7206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalar davacısı vekili, asıl ve birleşen davalar davalısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, asıl davada; asıl davada müvekkiline konut sigorta poliçesiyle sigortalı dubleks konutun üst katındaki banyosunun spiral borusunun ek yerinden patlaması sonucu hasar meydana geldiğini, müvekkili tarafından sigortalısına 10.2.2012 tarihinde 31.561,73 TL hasar tazminatı ödendiğini, sigortalı binanın davalı firma tarafından yapıldığını, yapı kullanım izninin 12/08/2010 tarihinde alındığını, binanın sigortalı tarafından 8.11.2010 tarihinde alındığını, hasarın binanın özensiz yapılmasından, kullanılan esnek borunun kalitesiz olması ve özensiz işçilik nedeniyle şebeke suyunun basınçlı gelmesinden dolayı bağlantı noktasından kopması nedeniyle meydana geldiğini, davalının eser sözleşmesi hükümleriyle yapı müteahhiti ve malikinin sorumluluğu hükümleri kapsamında meydana getirdiği binanın yapımındaki ayıp ve kusurlardan sorumlu olduğunu beyanla, ödenen 31.561,73 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep etmiş, birleşen davada; müvekkiline konut sigorta poliçesiyle sigortalı dubleks konutun üst katındaki banyosunun spiral borusunun ek yerinden patlaması sonucu hasar meydana geldiğini, müvekkili tarafından sigortalısına 10.2.2012 tarihinde 31.561,73 TL hasar tazminatı ödendiğini, bununla ilgili yapı müteaahitine karşı açılan davanın devam ettiğini, müvekkilinin sigortalısına 6.3.2012 tarihinde 2.516,76 TL daha hasar tazminatı ödediğini beyanla, ödenen 2.516,76 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini istemiş, birleşen diğer davada; müvekkiline konut sigorta poliçesiyle sigortalı dubleks konutun üst katındaki banyosunun spiral borusunun ek yerinden patlaması sonucu hasar meydana geldiğini, müvekkili tarafından sigortalısına 6.3.2012 tarihinde 17.191,48 TL hasar tazminatı ödendiğini, davalının eser sözleşmesi hükümleriyle yapı müteahhiti ve malikinin sorumluluğu hükümleri kapsamında meydana getirdiği binanın yapımındaki ayıp ve kusurlardan sorumlu olduğunu beyanla, ödenen 17.191,48 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının sigortalısı 5 günlüğüne yurtdışına tatile çıkmadan önce meskende su kesintisi yaşandığını, burada bulunan kuyu suyu hidroforunun açılarak kullanıldığını, davacının sigortalısı yurtdışındayken şebeke suyunun geldiğini, aynı anda şebeke suyu ve hidroforun birlikte çalışmasıyla kuyu suyunun ani-yüksek basınç değişikliği sonucu spiral borunun patladığını, uzun süre şebeke ve kuyu suyunun birlikte akması, meskenin kapalı olması, geç müdahale edilmesi nedeniyle zararın arttığını, sigortalı malik konuttan uzun süreli ayrılacağından kuyu suyunu devre dışı bırakması, şebeke suyu vanasını kapatması gerektiği halde, özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ayrıca dolap kapağının değiştirilerek yerine çekmece yapılmasıyla spiral boruya zarar verildiğini, yapı kullanım izninin 12/08/2010 tarihinde alınıp kullanılmaya başlanıldığını, müvekkilinin meskeni eser sözleşmesine göre yapıp teslim ettiğini, ayıplı mal olmadığını, kullanım hatası olduğunu, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl dosya 2012/615 Esas; davanın kısmen kabulü ile 15.780,87.-TL"nin 10/02/2012 tarihinden itibaren T.C.M.B" nın kısa vadeli avanslara uyguladığı değişken oranlardaki faiz oranları ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dosya ... 16. ATM"nin 2013/2 Esas; davanın kısmen kabulü ile 8.595,74.-TL"nin 28/02/2012 tarihinden itibaren T.C.M.B nın kısa vadeli avanslara uyguladığı değişken oranlardaki faiz oranları ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm asıl ve birleşen davalar davacısı vekili, asıl ve birleşen davalar davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl ve birleşen davalar konut sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.HUMK’un 381., 388. ve 389. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 388. maddesinde; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.Somut olayda davacı tarafından aynı davalıya karşı asıl dava dışında iki birleşen dava daha açılmış, mahkemece asıl ve birleşen ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/2 Esas sayılı davası bakımından hüküm kurulduğu halde, diğer birleşen ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/8 Esas sayılı davası hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması ve gerekçeli karar başlığında da tarafların asıl ve birleşen davadaki konumlarının belirtilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre asıl ve birleşen davalar davacısı vekilinin sair, asıl ve birleşen davalar davalısı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalar davacısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre asıl ve birleşen davalar davacısı vekilinin sair, asıl ve birleşen davalar davalısı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davacısına geri verilmesine 05/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.