17. Hukuk Dairesi 2014/22317 E. , 2017/7211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın yaya murise tam kusurlu olarak çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve babaları olduğunu, muris ayakkabı tamircisi olup müvekkil eş ...’nin destekten yoksun kaldığını, elem çektiklerini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ... için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 100.000 TL manevi tazminat, davacı çocuklar için ayrı ayrı 50.000’er TL manevi tazminat ile 1.500 TL cenaze ve defin masrafının (davalı ... şirketi manevi tazminattan sorumlu değil) davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden, davalı ... şirketinden dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini destekten yoksun kalma tazminatı bakımından 34.575,30 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, kazanın olduğu yer ... Mahkemesinin yetkili olduğunu, murisin davacılara desteğinin söz konusu olmadığını, murisin aile konutu olan ortak konutta hiçbir şekilde aile hayatı sürdürmediğini, davacı eşin, müteveffayı birlikte ikamet ettikleri eve almadığını, müteveffanın evi terk ettiğini, ayrı şehirlerde ayrı hayatlar sürdürdüklerini, murisin davacı eşe boşanma davası açtığını, davanın sübut bulmaması nedeni ile davanın reddine karar verildiğini, aile birliğinin sağlanamaması nedeni ile aradan 3 yıllık süre geçmesine rağmen aynı nedenle bu kez ... 5.Aile Mahkemesinin 2012/86 E.sayılı dosyasında yeniden boşanma davası açtığını, boşanma davası incelendiğinde, murisin adresinin pansiyon olduğunu, gelirinin aylık 700 TL olduğunu, müteveffanın yaya geçidinden geçmeyip hatalı yerden geçiş yapması nedeni ile kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin kornaya basmasına rağmen müteveffanın kulağının duymaması nedeni ile aracı fark etmediğini, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili, kazada davacıların murisinin kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, müvekkilinin sigortalısının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı ... için 34.575,30-TL maddi tazminatın 1.000-TL si için 20/02/2012 tarihinden itibaren kalan kısmı için ıslah tarihi olan 05/06/2013 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte, sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren, ticari avans faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine, davacı ... için manevi tazminat talebinin reddine, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı taktiren 10.000-TL manevi tazminatın 20/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında, ayrıca manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi dışındaki diğer davalılar haksız fiil sorumlusu olup h...gi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın kaza tarihinde yükümlü oldukları tüm borçlar yönünden temerrüde düşer. Davacı dava ve ıslah dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep ettiği halde, mahkemece davalı ... şirketi dışındaki davalılar bakımından tüm maddi tazminat alacağı için kaza tarihi yerine, kaza ve ıslahla artırılan kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
3- Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT"nin 10. maddesinde ‘‘(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez...’’ düzenlemeleri yer almaktadır.
Somut olayda davacı ... 100.000 TL manevi, davacılar ... ve ... ayrı ayrı 50.000’er TL manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davacı ...’nin manevi tazminat talebi tamamen reddedilmiş, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 10.000’er TL manevi tazminata hükmedilmiş, manevi tazminat talebi tamamen reddedilen davacı ... için davalılar ... ve ... lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, manevi tazminat talepleri kısmen reddedilen davacılar ... ve ... için davalılar ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Oysa davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup davalılar ... ve ... lehine davacılar ... ve ...’in manevi tazminat taleplerinin de her bir reddedilen kısmı için ayrı ayrı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve bu ücretin davacılar vekili lehine belirlenen vekalet ücretini geçmemesi gerekir.
Yukarıda belirtilen hususlar doğru değil ayrı ayrı bozma nedeni iseler de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK."nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 438/7 maddesi uyarınca hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1) nolu bendindeki “1.000-TL si için 20/02/2012 tarihinden itibaren kalan kısmı için ıslah tarihi olan 05/06/2013” ibarelerinin çıkartılarak yerine ‘‘20/02/2012’’ ibaresinin eklenmesine, yine hükme 9) nolu bent olarak ‘‘Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davacı ...’dan dolayı 4.700 TL nispi manevi vekalet ücreti ile davacı ...’ten dolayı 4.700 TL nispi manevi vekalet ücretinin ancak davalılar vekalet ücreti AAÜT 10/2. maddesi gereği davacılar ... ve ... lehine belirlenen toplam 2.400 TL nispi manevi vekalet ücretini geçemeyeceğinden, davacı ...’dan dolayı 1.200 TL vekalet ücreti ve davacı ...’ten dolayı 1.200 TL vekalet ücretinin davacılar ... ve ...’ten alınarak davalılar ... ve ...’a verilmesine,’’ şeklindeki bendin eklenmesine ve maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlerin bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar, davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 5.7.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.