
Esas No: 2014/42037
Karar No: 2015/2251
Karar Tarihi: 22.01.2015
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2014/42037 Esas 2015/2251 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama suçundan sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2-3- a, 35/2, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 1.500 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Kızıltepe (kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 15/05/2014 tarihli ve 2012/189 esas, 2014/267 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 20.11.2014 tarih ve 2014/20470 – 69669 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 02.12.2014 tarih ve 2014/387565 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında çıkarılan yakalama kararına istinaden Midyat Sulh Ceza Mahkemesinin 10/07/2013 tarihli ve 2013/371 değişik iş sayılı kararı ile alınan savunmasında, sanığın kimlik bilgilerinde isim ve soy isminin ... ...ar olarak tespit edildiği dikkate alındığında, sanık ...’un savunması tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği hüküm, daha sonra davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde varlık kazanacağından ve ancak bu halde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 305 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddeleri uyarınca temyiz edilebilme olanağına kavuşabileceğinden, bu aşamadan önce henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan, bu hükmün temyiz merciince denetlenebilme olanağı bulunmamaktadır. Kanun yararına bozma yasa yolunun ise temyiz ve istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olup, amacının ülke sathında uygulama birliğine ulaşılması, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi olup bu kanun yoluna başvurulabilmesi için ilk ve temel koşulun, verilen hüküm veya kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olmasıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 29/06/2010 gün ve 11/70-159, 22/05/2012 gün ve 2011/8-498 Esas, 2012/211 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere belirtilen hukuka aykırılığın hükmün içeriğinin denetlenmesini gerektirmesi nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılması olanaklı bulunmadığından ve kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, Adalet Bakanlığı"nın bu yöndeki kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.