11. Hukuk Dairesi 2013/5291 E. , 2014/441 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/12/2012 tarih ve 2006/194-2012/274 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına 02.08.1999 tarihinde 99/12656 sayı ile tescil edilen "..." markasının, davalı tarafça aynen kullandığının hatta sonrasında “...” markasının çıplak gözle bakılır bakılmaz görülebilir derecede görünüm, boyut, renk kompozisyonu, yazı biçimi ve şekil bütünlüğünü hiç değiştirmeden, ayniyet ve özdeşlik gösterir derecede “...” şeklinde kullandığının mahkeme aracılığıyla tespit edildiğini, bu durumun müvekkilinin haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL. maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, tecavüz fiilinin durdurulması ve önlenmesini, icra dosyası ile toplatılan ürünlerin imhasını, marka hakkına tecavüz dolayısıyla davalı şirketçe üretilen eşya ve bu eşyaların üretiminde kullanılan araç, cihaz ve makine gibi araçlara el konulmasını, imhasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “....” markasının 29.05.1997 tarihinden itibaren müvekkili adına tescilli olduğunu, “...” ibaresinin İngilizce karşılığının “...” olduğunu, bu nedenle “...” ibaresinin kullanıldığını ve iltibasa neden olacak bir hususun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın elektrik sigorta kutuları üzerindeki markasal kullanımı “...” şeklinde olup “...” ibaresini taşıyan sigorta kutusunun bulunmadığı, “...” ve “...” ibarelerinin yazılım şekli ve telaffuzu itibarıyla birbirine benzer ve karıştırılacak ibareler olmayıp, sigorta kutusu kullanıcıları da belli düzeyde bilgilenmiş kullanıcı konumunda olduklarından, markalar arasında bağlantı olduğu düşüncesini taşımayacakları, davalı tarafça “... ...” ibareli marka tescil ettirilmiş olduğundan, “...” ibaresi ile davacı markasına tecavüzün sözkonusu olmayacağı, ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 22.04.2004 tarihli ihtiyati tedbir kararı gereğince dava dışı işyerinde yapılan aramada muhtelif sayıda “...” ve “...” ibareli sigorta kutusunun tespit edildiğinin belirtildiği halde dosyaya bu kutulardan örnek alınmadığı gibi ilgili şahısça ambalajların davalı şirketten alındığını belirtilmişse de bu şahıs
ve işyeri ile davalının ticari ilişkilerini gösterir herhangi bir kayıt bulunmadığından tutanağa itibar edilmediği, bilirkişi raporunda her ne kadar davalı tarafça markaya kısmi tecavüzde bulunulduğu bildirilmiş ise de, icra müdürlüğünün yukarıda açıklanan uygulaması dikkate alınarak ihtiyati tedbir kararının infazı sırasında davalı şirketin merkezinde veya bayilerinde bulunarak tutanakta yazılan ve yed-i eminlere teslim edilen üzerinde ... veya ... ibaresi yazılı sigorta kutusu örneklerinden veya buna ilişkin katalog veya benzeri belge sunmak üzere davacı vekiline verilen süreye rağmen davacı vekilince anılan delillerin sunulamadığı, bu nedenle davadaki iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.