17. Hukuk Dairesi 2016/15150 E. , 2017/7539 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili;davalı... "ın maliki olduğu ve davacı şirket tarafından kasko sigortası ile sigortalı aracın çalınmış olduğunu 26.03.2003 tarihinde ... Polis merkezine başvurduğunu, tazminatın ödenmesini talep ettiğini ve davacı şirketin davalıya ... teminatı kapsamında 39.722,00.TL yi ... tazminatı olarak 26.05.2003 tarihinde ödediğini, daha sonra yapılan soruşturma sonrasında sigortalı ve onunla birlikte organize bir şekilde hareket eden bir grup kişinin aracı çalınmış gibi göstererek ... tazminatının tahsil edilmesi amacıyla ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğini, dolandırıcılık eyleminin sabit olmasıyla davacı şirketten hukuka aykırı ve mesnetsiz bir biçimde tahsil edilen 39.722,00 TL tutarında ödenen aracın hurda bedeli olan 22.500,00.TL"sinin mahsubu ile bakiye kalan 17.222,00 TL"sinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı şirketin davalı hakkında ... bedelini almak için dolandırıcılık yaptığını iddia ederek şikayetçi olduğunu, yapılan yargılama neticesinde davalı araç sahibinin beraat ettiğini,davalının kasko bedelini almak için dolandırıcılık suçunu işlediğinin somut olay itibariyle sabit olmadığını belirterek davacının açtığı davayı ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigortası şirketinin, sigortalısına ödediği hasar bedelinin hasarın teminat dışında kalması nedeniyle, sigortalıdan istirdadı istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko ... sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1.maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, 6762 sayılı TTK"nın 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir ... ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı tarafından, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve TTK 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyeti kasten yerine getirilmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde ... teminatı dışında kalan bir hususun sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Davalı... a ait dava konusu aracı, emaneten aldığını söyleyen dava dışı ... isimli şahıs;26/03/2003 tarihinde karakola müracaat tutanağında; 25/03/2003 günü saat 23.00 sularında aracı park ettiğini, ertesi gün sabah saat 8.00 sularında aracın park ettiği yerde olmadığını, aracın çalındığını anladığını bildirmiştir.
Dava konusu olaya istinaden; ... 3.Ağır Ceza Mahkemesi 2004/234-2007/293 karar sayılı dosyasında; davalı sigortalı malik... , eşi ... dava dışı ... ve dava dışı aracı olay günü emaneten aldığını belirten ... bedelini almak için dolandırıcılık suçundan yargılanmış ve sanık ... ve ... hakkında;... "ın eşi... üzerine trafikte kayıtlı bulunan... plakalı BMW marka aracın... tarafından... "a ait otoparka bırakılıp zaman zaman kontrol edildiği, keza sanık ... "ın da aynı otoparka araba yıkatmak için değişik zamanlarda geldiği, muhtemelen onun da aracı bu şekilde kontrol etmiş olduğu, bu şekilde ... "le birlikte anlaşarak çalınmadığı halde, sanık... "e emaneten verildiği sırada çalınmış gibi ilgili emniyet birimine başvuru yapıldığı, arabanın çalınması nedeniyle sanık ... "ın ... bedelinin hesabına yatırılmasını isteyen dilekçeyi ... şirketine verdiği, 26.05.2003 tarihinde 39.722,00 TL"nin... "a ödendiği, böylece sanıklar ... ve ... tarafından ... şirketine karşı dolandırıcılık suçunun işlendiği sabit görülmekle verilen mahkumiyet kararı ertelenmiştir. Verilen karar ... 15.Ceza Dairesince; dava zamanaşımı süresi dolduğundan kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
... uygulanmasına göre, hukuk hakimi; gerek ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile ve o eylemin hukuka aykırılığını ve failiyle belirlenen mahkumiyet kararının bu yönleri ile bağlıdır. Bu bağlamda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıya ait aracın çalınmadığı halde çalınmış gibi gösterilip gösterilmediği noktasında olup mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak ceza yargılamasında da tespit edildiği üzere; davalı araç malikinin eşi... ve aracı çalındığı iddia edilen gün emanet alan... ’ün aracı çalınmadığı halde çalınmış gibi gösterdikleri tanık beyanları ve şahıs tespitleri ile sabit bulunduğundan; oluşan rizikonun ve davalının zararının teminat dışı kaldığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.